Çocuklarda Göz Bebeklerinin Aşağıya Bakması Beyin Tümörü Belirtisi Olabilir

Küçük çocuklarda baş çevresinde artış, bıngıldakta şişme, kusma, huzursuzluk ve göz bebeklerinin aşağıya bakması gibi bulgular görülebilir.

Çocuklarda Göz Bebeklerinin Aşağıya Bakması Beyin Tümörü Belirtisi Olabilir
17 Ekim 2020 Cumartesi 14:00

Çocuklarda göz bebeklerinin aşağıya bakması beyin tümörü belirtisi olabilir”

Çocukluk çağı beyin tümörleri hakkında bilgiler veren Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Nazlı Çakıcı, “Küçük çocuklarda baş çevresinde artış, bıngıldakta şişme, kusma, huzursuzluk ve göz bebeklerinin aşağıya bakması gibi bulgular görülebilir” dedi.

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Nazlı Çakıcı çocukluk çağı beyin tümörleri hakkında bilgiler verdi. Çocukluk çağı beyin tümörlerinin her yaşta görülebildiğine ve görülme sıklığının 3- 8 yaşlar arasında arttığına dikkat çeken Çakıcı, “Çocukluk çağında beyin tümörleri beynin her yerinde görülebilse de neredeyse yarısı arka kafa çukuru olarak bilinen ‘Posterior fossa’ yerleşimlidir. Tümöre ait belirtiler, tümörün yerine ve cinsine göre farklıklar gösterse de asıl neden, beyin içinde yer kaplayan bir kitlenin normal beyin dokusunu sıkıştırması sonucu kafa içindeki basıncı arttırmasıdır.” diye konuştu.

“ÇOCUKLAR UYUTULARAK TEDAVİ GÖREBİLİYORLAR”

Beyin tümörü hakkında genel bulguları sıralayan Dr. Nazlı Çakıcı, “Baş ağrısı, kusma, havale geçirme, görme bozukluğu, konuşma bozukluğu, gelişme geriliği, duygu durum değişiklikleri, huzursuzluk, koordinasyon bozukluğu, denge güçlüğü, güçsüzlük, el ve ayaklarda karıncalanmalar, hormonal bozukluklar genel bulgular olarak sayılabilir. Ancak küçük çocuklarda baş çevresinde artış, bıngıldakta şişme, kusma, huzursuzluk ve göz bebeklerinin aşağıya bakması gibi bulgular görülebilir” dedi ve ekledi: “Beyin tümörleri bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MR) ve doku incelemeleri ile teşhis edilir. BT beyindeki anormallikleri kabaca ortaya konmasında önemli bir tetkiktir. MR ile tümörün beyin dokusu içerisindeki yerleşimi ve komşu yapılara yapışıklığı ortaya konur. Her iki tetkik ve bunun birlikte değerlendirmeleri tümörün cinsi hakkında bir fikir vermektedir.”

Dr. Nazlı Çakıcı şöyle devam etti;

“Tanı tümör dokusunun patolojik olarak mikroskop incelenmesi ile tam olarak konulmaktadır. Tümörün beyin dışına yayılımının olup olmadığının gösterilmesi için; belden iğne ile beyin omurilik sıvısı alınması, kemik iliği aspirasyonu, kemik taraması, vb. gibi ek tetkikler kullanılmaktadır. Tanıya götüren bu testler yapılırken hareketsiz duramayacak durumdaki çocuklarda işlemler anesteziyoloji bölümü doktorlarının yardımıyla uyuşturularak ya da uyutularak yapılır.’’

“TEDAVİDE EKİP ÇALIŞMASI ÇOK ÖNEMLİ”

Beyin tümörlerin tedavisinin ekip çalışması gerektirdiğine vurgu yapan Çakıcı, “Çocukluk çağı beyin tümörlerinde cerrahi tedavi ve takibinde radyoterapi ve/ veya kemoterapi standart tedavi yaklaşımıdır. Yapılan çalışmalarda tümör dokusu tam olarak çıkarılamazsa radyoterapi ve kemoterapinin etkinliğinin azaldığı gösterilmiştir. Bazı selim ( iyi huylu ) beyin tümörlerin sadece cerrahi çıkarım ile tedavisi de mümkündür. Cerrahi tedavi öncesi, kafa içi basıncı azaltmak için çeşitli ödem çözücü ilaçlar, havale (nöbet, epilepsi) geçirmeyi engellemek içinse havale engelleyici (antiepileptik)ilaçlar sıklıkla kullanılır.” dedi.

“RADYOTERAPİ GENELDE 4-5 HAFTA SÜRESİNCE UYGULANIR”

Tümörün cinsini belirlemek ve tümör dokusunu küçültmek veya ortadan kaldırmak için tedavinin ilk basamağının cerrahi olduğuna dikkat çeken Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Nazlı Çakıcı, “Cerrahinin amacı kafa içi basıncı azaltmak, tümör basısına bağlı kusurların giderilmesi, doku tanısının sağlanması ve tümörün hastaya zarar vermeden mümkün olduğunca çıkarılmasıdır. Büyüme ve tekrarlama riski olan kötü huylu tümörlerde cerrahi sonrası uygulanan radyoterapinin yaşam süresini uzattığı gösterilmiştir. Radyoterapi tümör hücrelerini harap etmek için yüksek doz X- ışını uygulamasıdır. Genellikle günlük küçük dozlara bölünerek 4-5 hafta uygulanır. Omurilik boyunca yayılma eğilimi olan tümörlerde beyin ışınlamasına ek olarak omurilik ışınlaması standart tedavilerde kullanılmaktadır. Radyoterapi sırasında hastanın yaşının küçük olması en önemli risk faktörüdür. Bu nedenle özellikle ilk üç yaşta radyoterapinin mümkün olduğunca verilmemesi veya kemoterapiden sonraya ertelenmesi uygun görülmektedir.” şeklinde konuştu.

“TEDAVİ SEÇENEKLERİ MUTLAKA EKİP ÇALIŞMASIYLA GERÇEKLEŞTİRİLMELİ”

Dr. Nazlı Çakıcı şunları söyledi; “Beyin gelişimi hızlı olduğu üç yaş altındaki çocuklarda radyoterapi yerine kemoterapi kullanımı ile radyoterapinin geç etkilerinden korunma amaçlanmaktadır. Erişkin dönem beyin tümörlerine nazaran çocukluk çağı beyin tümörlerinin kemoterapiye verdiği yanıt daha yüz güldürücüdür. Kemoterapi damardan verilebileceği gibi özellikle omurilik yayılımı olan hastalarda ya da beyne ilacın daha iyi nüfuz etmesini sağlamak için belden omurilik sıvısına iğne ile de verilebilmektedir. İlaçların küçük dozlarda günlere bölünerek verilmesindeki amaç, ilaçların yan etkisinin en aza indirilmesidir. İmmünoterapi kullanılan diğer bir tedavi yöntemidir. İmmünolojik ilaçların bazı tümör dokularını harap ederek etki gösterdiği belirtilmiştir. Tedavide hormonal ve nörolojik geç yan etkiler uzun süreli sağ alımda karşılaşılan sorunlardır. Tedavi seçenekleri mutlaka ekip çalışması şeklinde ve hastaya göre düzenlenmeli ve sonrasında yakın takip ile izlenmelidir.”

Kaynak: www.cumhuriyet.com.tr


İlgili Galeriler
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.