Türkiye'de Yılda 2 Bin Kişiye Kornea Nakli Yapılıyor!

Acıbadem Kayseri Hastanesi Göz Sağlığı Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Öner, Türkiye’de yılda 2 bin kişinin kaybettiği görme yeteneğini kornea nakli ile yeniden kazanabildiğini söyledi.

Türkiye'de Yılda 2 Bin Kişiye Kornea Nakli Yapılıyor!
22 Haziran 2017 Perşembe 10:28

Acıbadem Kayseri Hastanesi Göz Sağlığı Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Öner, Türkiye'de yılda 2 bin kişinin kaybettiği görme yeteneğini kornea nakli ile yeniden kazanabildiğini söyledi.

Kornea naklinin görmeyi düzeltmek, ağrıyı azaltmak ya da göz bütünlüğünü korumak için gerekli olduğunu belirten Acıbadem Kayseri Hastanesi Göz Sağlığı Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Öner, "Görme işlevinde büyük rolü olan saydam tabaka korneanın bu işlevini yerine getirebilmesi için şeffaflığının korunması gerekiyor. Ancak, göz ameliyatları, yaralanmaları, kalıtımsal kornea hastalıkları, korneanın mikrobik ülserlerine bağlı oluşan kornea ödemi ve kornea lekeleri, kornea bulanıklığına, bazen de şiddetli göz ağrılarına neden olabiliyor. Normalde şeffaf ve damarsız olan kornea dokusunun, bu nedenlerle bulanıklaşmasıyla birlikte gelen ışık düzgün kırılamadığı için görme yeteneği de azalıyor. Kornea nakli her yaş grubunda mümkün. Ancak alıcı ile vericinin yaşlarının birbirine yakın olması ya da vericinin alıcıdan daha genç olmasına dikkat ediliyor" dedi.

Ağır derecedeki görme kayıplarında uygulanamıyor

Kornea naklinden fayda görebilmek için gözün kornea dışındaki yapılarının normal olması gerektiğini belirten Prof. Dr. Ayşe Öner, görme azlığının korneaya bağlı olmayan nedenlerle azalmış veya kaybedildiği durumlarda nakil yapılamayacağına işaret etti. Prof. Dr. Ayşe Öner, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Örneğin ağır derecedeki retina ve optik sinir (görme siniri) hastalıklarında, ileri glokom varlığında ve gözde küçülmeye (fitizisbulbi) yol açan ağır göz yaralanmaları sonrasında, kornea nakliyle görme artışı sağlanamayacağı için, ameliyat yapılmaz. Ayrıca hayatının ilk 6 yılında görmemiş kişilerde ileri derecede "göz tembelliği" gelişeceği için görme artışı beklenmez". Bu nedenle hastanın ameliyattan yarar görüp göremeyeceğine, ayrıntılı muayene, göz ultrasonografisi ve gerekirse retinanın durumu hakkında bilgi veren bazı elektrofizyolojik testler sonrasında hekim tarafından karar veriliyor."

Yeni teknolojiler iyileşme süresini kısalttı

Genel ya da lokal anestezi altında yapılabilen kornea nakli ameliyatlarında kullanılan teknolojideki gelişime paralel olarak başarı oranlarının da arttığını kaydeden Prof. Dr. Ayşe Öner, "Günümüzde kornea nakilleri, hastalığın korneanın tuttuğu tabakaya yönelik olarak yapılabiliyor. Kornea dokusunun en iç tabakasında yer alan ve korneanın şeffaf kalmasını sağlayan endotel hücre tabakasının durumuna göre nakil teknikleri değişebiliyor. Böylece kornea tabakasının bütünlüğü bozulmadan hastalıklı bölümün değişimi yapılabiliyor. Sonuçta hastanın iyileşme süresi kısaldığı gibi dokunun reddedilme riski de azalıyor ve ameliyat başarısı artıyor. Günümüzde klasik tam kat kornea nakilleri ise artık hastaların çok azında sadece zorunlu durumlarda uygulanıyor" diye konuştu.

Ameliyat sonrasında ağrı ve kızarıklığa dikkat!

Her organ naklinde olduğu gibi kornea naklinde de ret yaşanabildiğini ifade eden Prof. Dr. Ayşe Öner, korneanın damarsız bir doku olması avantajına bağlı olarak, organ nakilleri arasında ret reaksiyonu en düşük olan operasyonun nakil türü olduğuna dikkat çekti. Yeni teknolojilerle ve cerrahi tekniklerle kornea reddi oranının daha da azaldığını söyleyen Prof. Dr. Ayşe Öner, "Hastaların özellikle ilk zamanlarda gözlerini kuvvetli ovuşturmaktan kaçınmaları, vurma çarpma gibi travmalardan korunmaları gerekiyor. Ameliyat olmuş, gözünde ağrı, kızarıklık, görme bulanıklığı, ışığa karşı hassasiyet gibi şikayetleri olan hastaların en kısa zamanda ameliyatı gerçekleştiren ya da en yakın hekime ulaşması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Kaynak : haberler.com

İlgili Galeriler
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.