“Hatalı gözlük camı“na Tepkiler Devam Ediyor

Gediz Üniversitesi Optisyenlik Programı Öğretim Görevlisi Sayın Cumhur Akarsu'nun "Hatalı gözlük camı" açıklamasına bir tepkide Gözlükçüler ve Optisyenler Konfederasyonu Genel Sekreteri Sayın İlker Ayaz'dan geldi.

YANLIŞI SAVUNMAK DEĞİL! DOĞRUYU DOĞRU ANLATMAK İLKEMİZ

Sevgili Meslektaşlarım....

13 Kasım 2014 tarihinde Gediz Üniversitesi Optisyenlik Programı Öğretim Görevlisi Sayın Cumhur Akarsu'nun Hatalı gözlük camı çocukları şaşı yapıyor! Başlıklı yazısı sektörümüzün büyük bir çoğunluğu tarafından tepki ile karşılanmıştır.

Yazının içeriğinde Optisyen/Gözlükçüler tarafından yapılan gözlüklerin odaklama hatalarından kaynaklı, çocuklarda kalıcı şaşılık problemlerine yol açtığı vurgulanmakta. Optisyenlik Müesseselerinde yapılan bu Gözlüklerin teslimi sonrasında mutlaka bir Göz Doktoru tarafından kontrol edilmesi gerektiği, sanki yapılan tüm Gözlüklerde bir hata olduğu şüphesi yaratılmakta. Bu açıklamayı okuyan vatandaş çocuklarında oluşan tıbbi bir rahatsızlığın yapılan gözlüklerin hatalı olmasından kaynaklandığı kanaatine varacaktır. Göz sağlığı ile ilgili bu önemli açıklama nedense yine üniversitede optisyen adaylarının eğitimi ile ilgili görev alan başka bir gözlükçü tarafından yapılması akıllara başka sorular getiriyor.

En önemlisi ciddi bir bilimsel veriye dayandırılması gereken bu açıklamayı, mesleki temsiliyet yetkisine sahip olduğunu savunan bir Dernek Başkanı 20 Kasım 2014 günü OptisyeninSesi internet sitesinde yazının önemini ve doğruluğunu teyit eder mahiyette bir yazı paylaşıyor, ayrıca meslektaşlarından gelen tepkilerinde yersiz olduğu ile ilgili beyanatlar veriyor. Yazının sonunda da ilginç bir söz ile bağlıyor ' Niye tepki vereyim ki, ben yanlış gözlük yapmıyorum ki.....' şeklinde

Sayın Cumhur Akarsu tarafından yapılan bu açıklamayı daha sonrasında yıllarını bu sektöre vakfettiğini söyleyen bir meslek adamının hatta temsiliyet noktasında bir Cemiyet- Dernek Başkanının yapmış olduğu açıklamaları üzüntü ile takip ettim. Yapılan bu açıklamaları farklı meslek örgütleri ile kıyaslama ihtiyacı duydum.

Örneğin bir Eczacıyı, Doktoru, Hemşireyi ya da bir Hasta Bakıcıyı ele alalım. Bugün hepimiz biliyoruz ki Dünya da iyi ve kötü doğru ile yanlış kâinatın kurulduğu günden bu güne kadar varlıklarını devam ettiriyorlar. Yukarıda vermiş olduğum örneklerdeki meslek guruplarını özellikle Optisyenlik Mesleğininde bir sağlık mesleği olması sebebi ile sağlık mesleklerinden seçtim.

Şimdi bu meslekleri hep beraber inceleyelim, ancak bu meslekleri laiki ile temsil eden dostlarımızı da incitmeden yüzeysel olarak birkaç konuya değineceğim. Yapmış olduğu kanunsuz uygulamalar yüzünden devlet ile problem yaşamış 1-2 Eczacıdan bahsetmek ne kadar mümkün ise, yanlış teşhis yüzünden Hastası ile problem yaşayan Doktordan, görevini laiki ile yapmayan bir Hemşireden ya da Hasta Bakıcıdan bahsetmek okadar mümkün. İnsan faktörünün olduğu yerde hatadan yanlıştan bahsetmek çok doğal kaldıki son teknolojik çalışmalar neticesinde icat edilen makinalar dahi hata yapabiliyor.

Buraya kadar her şey olasılıklar dâhilinde ancak hiç görülmemiş olan nedense hep bizim sektörümüzde gerçekleşiyor, bir bakıma ilklerin yaşandığını gözlemlemek mümkün. Sayın Cumhur Akarsu'nun yazısını sektör temsilcisi Meslek Adamı onaylarcasına beyanatlarda bulunuyor.

Şahsım olarak bu güne kadar Eczacılar Odası Başkanının Eczanelerin yapmış oldukları haksız uygulamalar sebebi ile devletin zarara uğratıldığı ya da vatandaşın sağlığının tehlikeye uğradığı ile ilgili bir beyanat verdiğine rastlamadım. Yada Tabipler Odasının bir Doktor Meslektaşının yapmış olduğu hatalı bir teşhis sonucu ve veya bir ameliyat sonrasında ortaya çıkan olumsuzluklardan meslektaşını sorumlu tuttuğunu. Hatta yılların ata sözünü yalanlarcasına 'İyi olur Allah'tan kötü olur benden...' tam tersi ' iyi olur doktordan kötü olur Allah'tan, vadesi bu kadarmış Allah geride kalanlara....' Meslektaşlarını korumaya geçtiklerine her zaman rastlarsınız. Meslektaşlarını zor durumda bırakacak vatandaş karşısında yorumlama farklılıkları doğuracak açıklamalar yapmazlar, bilakis kötü bir olayla karşılaşsalar dahi bunun bir istisna olduğunu, karşılaşılması 1000/1 bir olasılık olduğunu söyler ve temsiliyet görevlerini yerine getirirken şahsi düşünceleri her ne olursa olsun Kamuoyunun karşısında yapılacak açıklamalara azami dikkat ederler. Aslında olması gerekende bu dur. 'İstisnalar kaideyi bozmaz'

Bu güne kadar Eczacılar Odası Başkanının; reçete muhteviyatı Eczanelerden alınan ilaçların daha sonrasında doktora tekrardan kontrol ettirilmesi gerektiğini, yanlış ilaç verilmesinden kaynaklı insanların sağlıklarını tehlikeye attıklarını söyleyen bir açıklama duymadım.

Tabipler Odası Başkanının; Hastaların Doktorlara muayene sonrasında mutlaka başka bir doktorada teyit amaçlı kontrol ettirmeleri gerektiğini söyleyen ve veya yapılan teşhis sonrasında ameliyat olan bir hastanın Uzman ise Doçente Doçent ise Profesöre yada en son Hipokrat'a mutlaka kontrol ettirmesini söyleyen bir Başkana ben rastlamadım sizler rastladıysanız her şey normal....

Evet, gelelim şimdi bizim meslek adamlarına sektörü, temsil ettiğini söyleyen sözüm ona Başkanlara; herkeslerden önce çıkıp beyanat vermeye meraklı 'ne var canım bunda gözlükçü de yanlış yapmasın ya da doğruyu yapanlar neden bundan rahatsız oluyor. Niye tepki vereyim ki, ben yanlış gözlük yapmıyorum ki.....' gibi atasözü desen değil özlü söz desen değil ilginç açıklamalarda bulunanlar
Daha önceleri de yaptığı açıklamalar ile sürekli gözlükçü/optisyen meslektaşlarımızın hem devlet hem de vatandaş karşısında zor durumda kalmasına sebep olmuş birisinin yazmış olduğu optisyeninsesi internet sitesindeki yazının altında yapılan yorumları okuyunca daha da üzüldüm. Meslektaş gayet vakur her şeyi doğru yapmanın gururu içerisinde; evet kardeşim yanlış yapanlar var, doğrudur vatandaşın göz sağlığının bozulmasının tek sorumlusu gözlükçülerdir diyecek kadar yada o anlama gelecek söylemlerde bulunmuşlar.

Tamamda Arkadaşlar vatandaş sizi nasıl ayırt etsin. Şimdi 43 yaşında doğduğu günden beri göz hastası olan, 26 yıldır gözlükçülük mesleğini laiki ile icra etmeye çalışan BEN bile bundan 40 yıl önce bu mesleği yapan yani bu günün Duayenlerini bana verdikleri odak noktası düzgün yapılmamış gözlükler yüzünden üç yaşlarında takmaya başladığım ciddi bir ateşli hastalık geçirdikten sonra kaymaya başlayan gözlerimin bugün halen daha iyileşmemesinin sorumlusu tutuyorum.

Not: Tüm Duayen meslek adamlarına duyurulur.

Sonuç olarak her İnsan yaptığı işi her ne olursa olsun özellikle insan sağlığını ilgilendiren meslekleri başta tutarak. İcra ettiği mesleğin önemini idrak ederek teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek, maksimum dikkat ile işini yapmalı.

Ayrıca Sayın Cumhur Akarsu ve onu destekler mahiyette OptisyeninSesinde paylaşımlarda bulunan Meslek adamlarının yapmış olduğu açıklamaları şahsım ve bu mesleği en güzel şekilde icra eden 5700 Türkiye gözlükçüsü adına kabul etmiyorum. Bir daha uzmanlık branşları dışında açıklamalar yaparak gündemi meşgul ederek gereksiz yazıları ile tanınma yolunu benimseyenlere edebiyatımızın birçok branşı var onlardan birini seçerek farklı yazı denemeleri yapmamalarını rica ediyorum. Mesleki açıklamalarınız her ne kadar siz öyle yorumlamasanız da halkımız nezdinde olumsuz anlaşılmalara sebebiyet veriyor.

Biraz daha dikkatli olmanızı rica ediyorum.

İlker AYAZ

Gözlükçüler ve Optisyenler Konfederasyonu
Genel Sekreteri