Koruyucu Gözlük Skandalı

Biz umursuyoruz ve konuyla ilgili Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nu yasal mevzuat nazarında yeniden inceleme ve değerlendirme yapması için bir dilekçe verdik.

Koruyucu Gözlük Skandalı
08 Ocak 2021 Cuma 16:16

KORUYUCU GÖZLÜK SKANDALI

REGÜLASYONLAR KİMİN UMURUNDA?

Değerli Meslektaşlarım,

Türkiye’de faaliyet gösteren bir yabancı zincir mağaza tabiri caizse “kılıfını hazırlamış, minareyi çalmış” ve satışlarını katlamış, biz de optik sektörünün yerli kanadı olarak kuruşu kuruşa ekleyerek iş yapmaya çalışıyoruz! Yasaların ve yönetmeliğin ne dediğini, nasıl işlediğini maalesef kimse umursamıyor!

Ama biz umursuyoruz ve konuyla ilgili Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nu yasal mevzuat nazarında yeniden inceleme ve değerlendirme yapması için bir dilekçe verdik.

Çok değil, pandeminin hemen ilk günlerinde, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihazlar Kurumu’na başvurup, gayet makul ve mantıklı sebepler sunarak, “optisyenlik müesseselerimiz bir sağlık kuruluşu olarak eczanelerden sonra maske satın almak için en güvenli yerdir,” diye başvuruda bulunduk. Kabul edilmedi!

Bu kadar makul ve optisyelik müesseselerine uygun bir ürün gamını geri çeviren Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihazlar Kurumu, bu “koruyucu gözlük” ürününün ortaya çıkması sırasında bu uygunsuzluğu gözden kaçırmış olabileceğine inanmak istemiyorum.

Sağlık ürünü sınıfından çıkarılmış bir “optik ürün”ün bir optisyenlik müessesesi tarafından satılabilmesine, hem de yerel bağımsız optik sektörü için en tehlikeli mecra olan internette pervasızca satılabilmesini aklım almıyor.

Çok merak ediyorum bu “koruyucu gözlük” hangi mevzuata ve nasıl uygun gösterilerek pazara sunuldu?

Durum şudur:

Türkiye’de faaliyet gösteren bir yabancı zincir mağaza mavi ışığı filtreleyen (bluecut) plano camları çerçevelere takmış, yepyeni bir ürün “icat etmiş”. Ürünün fikri güzel. Hatta belki de kullanıcılara fayda sağlayacak bir ürün. Ama sıkı durun, beraberinde bu ürünü “KORUYUCU GÖZLÜK” sınıfı altına aldırmış.

Neden?

Çünkü bu şekilde bu ürün hem optisyenlik müesseselerinin ürün gamına aitmiş gibi gösterilmiş, hem de bir şekilde “sağlık ürünü” sıfatından çıkarılmış ve internette satılabilir ticari bir meta haline getirilmiş.

Evet değerli meslektaşlarım. Asrın muciti bu yabancı zincir mağaza şu anda “koruyucu gözlükler”ini cayır cayır internetten satıyor.

Satıyor satmasına da, bir bakalım aslında böyle bir hakkı var mıdır? Yaptığı iş yasal mıdır?

Kesinlikle değildir!

Aslında son derece kurnaz bir şekilde olay tabiri caiz ise “kılıfına uydurulmuştur.”

Nasıl?

1. Öncelikle ürünün optisyenlik müesseselerinin satabileceği bir ürün gamında yer almasına dikkat edilmiştir.

5193 sayılı “Optisyenlik Hakkında Kanun”un 6 numaralı Maddesine göre optisyenler yalnızca;

• Koruyucu gözlük

• Güneş gözlüğü

• Göz hastalıkları uzmanı tabipler tarafından verilen reçetelerde yazılı numaralı gözlük camları

• Her türlü lensler

• Optik görme gereçleri ve

• Gözlük çerçevelerini satabilirler.

Gözlükçülük ruhsatnamesine haiz olup önceki hakları kapsamında aynı mekanda eczacılık ve/veya saatçilik faaliyetleri sürdüren kuruluşlar haricinde, optik mağazalarda bu ürünler dışında başka bir ürünün satışına izin verilmez.

Bu noktada “mavi ışığı filtreleyen plano camlı yeni icat gözlükler” optisyenlik müesseseleri tarafından satılabilsinler diye (kendi mağazalarında satabilsinler diye) “koruyucu gözlük” kategorisine dahil edilmiştir.

İlk bariyer bu şekilde aşılmıştır!

2.  Ardından Türkiye’de faaliyet gösteren bu yabancı zincir mağaza ticari bir manevra yaparak ürünün internette satılabilmesi için gerekli işlemleri tamamlamıştır ve maalesef ileride tüm optik ürünlerin internette satılabilmesine yol açacak çok tehlikeli bir kapı aralamıştır.

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nu ikna ederek bu ürünü “sağlık ürünü” kategorisinden çıkarmak üzere gerekli izni almış ve akabinde hemen internette satmaya başlamıştır.

Takdir edersiniz ki tüm dünyada bilinen, tanınan küresel bir zincir mağaza, enternasyonal ve kurumsal yapısı nedeniyle asla yasaları ihlal edecek bir adım atmaz. Ancak yasaları kendi ticari kazanımlarına uygun şekle çevirmek ve aradaki boşluklardan faydalanıp durumdan yarar sağlamak da bir nevi yasa ihlalidir.

Burada özellikle yasaları korumak ve başta toplum ve fertler yararına, sonra da sektörün her kesiminin ihtiyaç ve kazanımlarına uygun şekilde düzenlemekle sorumlu kurumlara ve onların yöneticilerine büyük görev düşmektedir. Bu derece önemli kararlar bir yönetici imzasıyla değil, tarafların temsilcilerinden oluşan bir kurul tarafından alınmalıdır. Yoksa şu anda yaşadığımız türden “oldu bittiler” sektörümüze büyük zararlar verir.

Nedir bu zararlar?

•  Bu ürünün koruyucu gözlük kategorisine alınmasıyla, “koruyucu gözlük” kavramı kökten değiştirilmiş ve toplum ve fertlerin sağlığına zarar verebilecek bir hale getirilmiştir.

2004’de yayınlanan 5193 sayılı kanunun 6. maddesinde yer alan “koruyucu gözlük”, gözü çeşitli çalışmalar sırasında fiziksel olarak koruyan bir ürün grubu olarak yasada yerini almıştır. Bu yasa yürürlüğe girdiğinde mavi ışığı filtreleyen camlar üretilmiyor, hatta kavramsal olarak bile bilinmiyordu. Mavi ışık gözü fiziksel olarak etkilemez. Bundan sonra da gözü fiziksel olarak etkilemeyen, ama yapısal ve işlevsel olarak göz sağlığı ile doğrudan etkili birçok cam çeşidi olabilir ve bunların doğrudan bu kategoriye girişleri sağlık açısından problem yaratabilir.

Şu anda plano dahi olsa denetime tabi olmayan, aynı güneş gözlüğünde olduğu gibi göz hekimi ve optisyen filtresinden geçmek zorunda olmayan ve aslında denetimsiz kullanımı göze büyük zararlar verebilecek nitelikte camların ortalığa yayılacağı bir ürün grubunun meşru hale gelmesine yol açılmıştır. Bu çok acıdır.

Biz yıllar yıllar önce optik sektörü olarak, güneş gözlüğünün sağlık ürünü statüsünden çıkarılmasına da aynı bu şekilde şahit olmuştuk. Bugün yaşanan birçok göz sağlığı probleminin arka planında sokaklarda ve herkes tarafından satılan güneş gözlükleri olduğunu hepimiz biliyoruz. Güneş gözlüğünün Sağlık Bakanlığı’ndan alınıp ticari meta haline dönüştürülüşü de maalesef yıllar önce böyle yabancı zincir mağazaların lobi çalışması sonucunda olmuştu.

Oysa kanunumuzun ilk maddesi “toplumun ve fertlerin göz sağlığı” der. Heyhat!

•   Sürekli her yazımda altını çizdiğim bir konu daha var. İnternetten kontak lens satışı, okuma gözlüğü gibi konular zaten yabancı zincir mağazaların ticari iş yapış biçimlerine çok uyan faaliyetlerdir. Küresel yapılarından dolayı bu mağazaların internet altyapısı bir gecede kontak lens satışı yapmaya hazır şekilde zaten kuruludur. Ama yerel bağımsız optisyenlik müesseseleri bu konuda ciddi bir yatırım yapmak zorundadırlar. Ayrıca reklam, tanıtım konusunda yabancı zincir mağazalar ciddi bir finansal güce sahiptirler.

Yabancı zincir mağazalar internetten satışın serbest olmasını isterler, reklam tanıtım yollarının açık olmasını isterler, optometrinin gelmesini desteklerler. Çünkü altyapıları ve stratejileri etkin ticaret kavramı üzerine kurulmuştur. Bu konuların serbest olduğu ortamda yerel bağımsız optisyenlik müesseselerinin yabancı zincir mağazalar karşısında rekabet edebilmeleri mümkün değildir.

İşte maalesef bu icat edilen ürünün “koruyucu gözlük” kategorisi altında pazarlanmaya başlaması aslında yerel optikler için en büyük tehdit olan internette satış yolunun açılması için atılmış bir adımdır.

Şimdi bu yukarıda bahsettiğim zararlara bakınca durumdan kimin faydalandığı açıktır sanıyorum.

Öncelikle kamu sağlığını tehdit eder şekilde mevzuata aykırı olarak izinleri alınan bu ürünün yol açacağı sorunları derhal masaya yatırmak ve hemen yol yakınken olayı tersine çevirmek için kolları sıvamalıyız.

Burada en önemli görev yine Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihazlar Kurumu’na düşüyor ve bizler de Kurum ile yakın temas içinde çalışmalıyız.

Bence iş işten geçmedi. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihazlar Kurumu’nun ivedilikle verilen izni dondurup, şu anki satışları durdurarak, “koruyucu gözlük” kavramı üzerinde çalışacak bir komisyon kurmasını ve bu komisyonda yukarıda bahsettiğim noktaları gözden geçirilmesini talep ediyorum.

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihazlar Kurumu’nun oluşturacağı komisyonda Türk Optisyen Gözlükçüler Birliği ve Optisyen-Gözlükçüler Odaları Temsilcilerimizin bulunması ve bu konuyu, geleceği de içine alacak şekilde, çok yönlü bir bakış açısıyla ele alarak yeniden kurgulaması, toplum göz sağlığı açısından riskleri ortadan kaldıracak ve tüm optik sektörünün yararına olacaktır.

Siz değerli meslektaşlarımın da bu konuyu yakından izlemesi ve gereğinde taleplerini Kurum’a ve bağlı bulunduğu Oda’lara iletmesi bu sorunun hızlı çözümü için önemlidir.

Biz de sektörümüzün yerel kanadındaki dinamiklerinin doğru işlemesi adına, her konuda her zaman olduğu gibi, Şirketler Grubu olarak bu konunun sonuna kadar takipçisi olacağız.

Hepinize 2021 yılında sağlık, mutluluk, başarı ve esenlikler dilerim.

H. Erol Harbi

Yönetim Kurulu Başkanı

Opak Lens

Akay Optik

Cihan Medikal

Optik Gazete

Harbi Optik

Bugün Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna konu ile ilgili verdiğimiz dilekçe için lütfen tıklayınız


İlgili Galeriler
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.