Bin Aydan Hayırlı Kadir Geceniz Mübarek Olsun

Kadir gecesi ne demek? Kadir gecesi neden önemli?

Bin Aydan Hayırlı Kadir Geceniz Mübarek Olsun
08 Mayıs 2021 Cumartesi 15:37

KADRİNİ KUR’AN’DAN ALAN GECE: KADİR GECESİ

Dr. Mehmet Nur AKDOĞAN
DİB Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı

Kadir Gecesi; rahmet, mağfiret ve günahlardan arınma mevsimi olan on bir ayın sultanı ramazan ayının kalbi mesabesindedir. Yüce Allah (c.c.), Kadir Gecesi’nde Kur’an’ı Hz. Peygamber’e indirerek, melekleri yeryüzüne göndererek ve o geceyi, içinde Kadir Gecesi bulunmayan bin aydan hayırlı kılarak ona müstesna bir değer vermiştir.


Kadir Gecesi nedir?


Kadir kelimesi sözlükte, “güç, şeref, hüküm, kıymet” anlamlarına gelmektedir. Kadir Gecesi terkibi ise dinî literatürde “Ramazan ayında Kur’an-ı Kerim’in indirilmeye başlandığı gece” manasında kullanılmaktadır.


Zaman ve mekânlar, kendilerinde vuku bulan önemli hadiselerle değer kazanırlar. Kadir Gecesi’nin kıymeti ise Kur’an’dan gelmektedir. Çünkü Yüce Allah’ın insanlara son hitabı ve evrensel mesajı olan Kur’an bu gecede indirilmeye başlanmıştır. Bu gece; kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü, taştan, tahtadan ve helvadan yapılmış putların ilah kabul edildiği, zulümatın kol gezdiği ve cahiliye karanlığının çöktüğü diyarların İslam nuruyla tanışmaya, Kur’an’la aydınlanmaya ve Hz. Muhammed’in (s.a.s.) risaletiyle şereflenmeye başladığı gecedir.


İnsan için yenilenme ve diriliş vesilesi olan ramazan ayında saklı bulunan Kadir Gecesi, insanlığın sonsuz saadetine vesile olacak fırsatlarla gelmektedir. Yüce Allah, Kur’an’da Kadir Gecesi’nin bin aydan hayırlı olduğunu bildirmektedir. (Kadr, 97/3.) Peygamber Efendimiz de, “…Bu ayda öyle bir gece vardır ki bin aydan daha hayırlıdır. Bu gecenin hayrından mahrum kalan, bin ayın hayrından mahrum kalmış gibidir.” (Nesâî, Sıyâm, 5.) buyurarak Kadir Gecesi’nin önemine vurgu yapmaktadır. Bin ay yaklaşık seksen yıl, seksen yıl ise bir ömürdür. Bunun için Kadir Gecesi’nde yapılan ibadet ve taatler seksen yıllık bir ömür boyunca yapılanlara bedeldir. Her ne kadar bazı âlimlere göre bu ifadeler kesretten kinaye olsa da, bir yönüyle Allah’ın rahmetinin ve lütfunun da bir tecellisi, müminler için geri çevrilmeyecek bir kapı niteliğindedir. Bir hadis-i şerifte geçmiş ümmetlerin uzun ömürlü olmaları sebebiyle fazla sevap kazanmalarına karşılık Müslümanlara da Kadir Gecesi’nin verildiği belirtilmiştir. (Malik, İ’tikaf, 6. Ayrıca geniş bilgi için bkz. Mustafa Uzun, “Kadir Gecesi”, DİA, XXIV, 124-125.) Bu hususiyet başka hiçbir geceye verilmemiştir. Öte yandan Kur’an’da dile getirilen ilahi müjdeler, başta Hz. Cebrail olmak üzere meleklerin fecre kadar yeryüzünde dualara, zikirlere ve tilavetlere ortak olmalarıyla taçlandırılmaktadır.


Kadir Gecesi, ramazanın hangi gecesidir?


Kadir Gecesi’nin ramazan ayı içerisinde bir gece olduğu kesindir (Bakara, 2/185.), ancak tam olarak ramazanın hangi gecesine rastladığı Kur’an’da bildirilmemektedir. Bununla birlikte çeşitli hadis-i şeriflerde ramazanın son on gecesinde, (Buhârî, Leyletü’l-kadr, 5.) son on gününün tekli gecelerinde, (Müslim, Sıyam, 207.) son yedi gecesinde, (Müslim, Sıyam, 205-206.) 21 (Buhârî, Leyletü’l-kadr, 1.) veya 27. gecelerinde (Müslim, Salatü’l-Müsafirin, 179-180.) aranması gerektiği ifade edilmiştir.
Ramazan’ın 27. gecesinin Kadir Gecesi olduğu yönünde sahabenin ifadeleri kaynaklarımızda mevcuttur. Bu bağlamda Tabiinden Zirr b. Hubeyş şöyle demektedir: “Ubey b. Ka’b’a (r.a.); İbn Mes’ud’un  (r.a.), ‘Senenin bütün gecelerini ihya eden kimse Kadir Gecesi’ne tesadüf edebilir.’ sözünü hatırlattığımda, bana şu cevabı verdi: Kendisinden başka ilah olmayan Yüce Allah’a yemin olsun ki, Kadir Gecesi ramazan ayındadır. Kadir Gecesi; Rasulüllah’ın (s.a.s.) bize namaz kılmamızı emir buyurduğu gecedir. O da ramazanın 27. gününün gecesidir. O gecenin alameti, o gecenin sabahında güneşin beyaz ve ışınları gözü almayacak şekilde doğmasıdır.” (Müslim, Salatü’l-Müsafirin, 179.) Abdullah b. Ömer’den gelen bir rivayette de Hz. Peygamber  (s.a.s.), “Kadir Gecesi’ni aramak isteyen 27. gecede arasın.” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, VIII, 426.) buyurmuş, böylece 27. geceyi ibadet ve zikirle uyanık olarak geçirmemizi tavsiye etmiştir. Tarih boyunca da İslam toplumlarında ramazan ayının 27. gecesi Kadir Gecesi olarak rağbet görmüş ve çeşitli programlarla ihya edilmiştir.


Kadir Gecesi’nin, ramazan ayının hangi günü olduğuna dair kesin bir bilgi bulunmamasının hikmetleri üzerinde duran âlimler, bu konuda farklı görüşler serdetmişlerdir. Bunlardan birine göre Kadir Gecesi’nin bildirilmesi hâlinde Müslümanların sadece o geceyi ihya etmekle yetinme hatasına düşebilecekleri ifade edilmiştir. Hâlbuki kısmî belirsizlik sayesinde müminlerin Kadir Gecesi ümidiyle bütün ramazan gecelerini ibadet şuuru içerisinde geçirmeleri istenmiştir. Ayrıca bu sayede, o geceyi tazimde aşırıya kaçılmasının da önüne geçildiği belirtilmiştir. (Zemahşerî, IV, 780; Fahreddin er-Râzî, XXXII, 229-230.)


Kaynaklarımızda, Kadir Gecesi’ne dair bazı alametler zikredilmiştir. Bu bağlamdaki rivayetlerin birinde, “Kadir Gecesi açık ve net bir gecedir. Sanki bu gecenin içinde ışıldayan bir ay vardır. Bu gece sakin, yağmursuz bir gecedir. Ne sıcaktır, ne de soğuk. Yıldızsızdır. O gecenin sabahında güneş ışınsız (ışınları gözü almayacak şekilde) doğar.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXXVII, 425.) buyurulmuştur. Bununla birlikte tabiatta, Kadir Gecesi’nin hangi gece olduğunu ispat eden kesin ve somut bir işaretten bahsetmek mümkün değildir. Çünkü tabiat olaylarının bölgelere göre değişiklik arz edeceği malumdur.


Kadir Gecesi nasıl ihya edilmelidir?


Müminler için en güzel örnek olan Hz. Peygamber (s.a.s.), ramazan ayını, özellikle de Kadir Gecesi’ni de içinde barındıran son on gününü en üst düzeyde ihya çabası içerisindeydi. Bu bağlamda Hz. Aişe (r.a.), “Hz. Peygamber (s.a.s.), ramazanın son on gününde, başka hiçbir zaman yapmadığı kadar (taat ve ibadet konusunda) gayret ederdi.” (İbn Mace, Sıyam, 57.) buyurmaktadır. Aynı şekilde Hz. Peygamber’in (s.a.s.), ramazan ayının son on gününe girildiğinde dünyevî işlerden uzaklaşıp itikâfa çekildiği, geceleri daha çok ibadet ve tefekkürle geçirdiği ve ailesini de bu konuda teşvik ettiği belirtilmektedir. (bkz. Buhârî, “Fazlu leyleti’l-Kadr”, 5; “İ‘tikâf”, 1; Müslim, “İ‘tikâf”, 1-5; Tirmizî, “Savm”, 73.) Dolayısıyla Hz. Peygamber’in (s.a.s.) özellikle itikâf için ramazanın son on gününü tercih etmesi hem Kadir Gecesi’ni yakalamak hem de ramazanın feyzinden azami ölçüde istifade etmek içindir. Öte yandan bir Müslümanın, bu mübarek gecenin kıymetini bildiği gibi onun faziletini aile fertlerine de öğretmesi ve onları bu geceyi ihyaya teşvik etmesi nebevî ahlaka uygun tavırdır.

Kaynak : www.dergi.diyanet.gov.tr


İlgili Galeriler
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.