Optik Gazete

Bizim Gargamel

Gündem

İnanın sektörümüzde bu kişiler bir elin parmaklarını geçmez, ama maalesef gerçek kimliklerini saklıyorlar, hatta sektörümüze yön vermeye çalışan yönetici pozisyonlarında görev almışlar.

Bizim Gargamel

Bir zamanlar, Akdeniz bölgesinde bir adam yaşarmış… İsmi Gargamel’miş.

Bakın bugünkü masala “bir varmış, bir yokmuş” diye başlamadım. Çünkü bu masalın karakteri Gargamel, daha öncekilerden farklı bir yörede, farklı bir kültürde yazılmış, çizilmiş.

Brüksel’de bir müze var, değişik bir müze. Belçika Karikatür Müzesi. Gidip görmenizi hararetle tavsiye ederim. Bu müzede bizim de çocukluğumuzdan bildiğimiz Red Kit, Tenten gibi çizgi karakterlerin nasıl yaratıldığı, ilk çizimleri ve dergilerinin ilk baskıları yer alıyor. Tam bir çizgi roman deryasına dalıyorsunuz. Çocukluğumuzun çizgi roman kahramanlarının yaratılış öykülerini gördüğünüz müzeden etkilenmemek mümkün değil.

Bu müzenin varlığından da anlayacağınız gibi Belçika birçok karikatür çizeri yetiştirmiş bir ülke. Red Kit’i, Tenten’i yaratan çizerler gibi, Şirinler’i yaratan çizer de Belçikalı.

Ben Şirinler’i TV’deki çizgi filmlerden çok önce, ilk okul zamanlarımda Doğan Kardeş’te yayınlanan resimli romandan takip etmiştim. O zamanlar adı Şirinler değil “Mantar Cüceleri” idi.

Fransızca’da ismi Les Schtroumpfs olan Şirinler, Belçikalı çizer Pierre Culliford tarafından 1958'de yaratılmış. Diziye kötü karakter Gargamel’in katılması ise 1959 yılına denk geliyor.

Her ne kadar Gargamel karakteri farklı bir kültür ve farklı bir zamanda yaratılsa da, benim anlatacağım Gargamel daha önceki masallarımızda yer alan karakterlerle aynı ortamlarda yaşıyor ve benzer özelliklere sahip. Onun için ben ondan Bizim Gargamel olarak bahsedeceğim.

Bizim Gargamel de, önceki anlattığım masalların son üçündeki üç karakter gibi ticarette dikiş tutturamayıp, dönüp dolaşıp “acaba buralardan nasıl nemalanırım?” diyerek bölgesinin kurduğu bir esnaf teşkilatının başına geçen bir zat. O da ötekiler gibi yöneticiliğini kendi kişisel yararına kullananlardan...

Teşkilat adına aldığı ürünlerin parasını teşkilattan topluyor, ama tedarikçiye zamanında ödemiyor. Bırakın zamanında ödemeyi, aylarca yıllarca tedariğe devam ederek büyük bir borç haline dönüştürüyor. İş bilmezlikten olmasa gerek bu durum. Kendisi epeyce “işini bilir” tiplerden, üstelik bu görünümden hoşlanıyor ve göğsünü gere gere bu havayla geziyor.

Aradan 2-3 sene geçip de borcunu ödemeyince konu mahkemelere düşüyor. Bizim Gargamel’in asıl derdi bir sonraki seçimlerde başa geçip mal aldığı tedarikçileri sindireceğini düşünüp, o parayı unutturmak ama karşısına dişli biri çıkınca evdeki hesap çarşıya uymuyor. Baktı ki kurtuluş yok, mecburiyetten 12 aylık senet hazırlayıp tedarikçinin adamının saflığından faydalanıp eline tutuşturuyor. Hak mıdır 3 senedir ödenmeyen dağ gibi borcu, haber vermeden 1 sene daha öteleyip koca seneye yayıp ödeyerek sıvışmaya çalışmak?

Tabii konu hukuk zemininde çabucak çözülüyor. Ve mahkeme bu zatın yönettiği kurumu dağ gibi borcun yanında bir de %20 inkar tazminatı ödemeye mahkum ediyor. Ödeyecek olan kim? Teşkilatın üyeleri. Bu teşkilatın üyelerinin tutup da bu adamı bir başka teşkilat seçiminde yine yönetici grubuna almasına ne demeli? PES.

İşte bu kez de aynı türden adamların, aynı türden haltlarını yine aynı masallarla anlatmak yerine, bu zatı ben, benzediği bambaşka bir kurgu karakterle, Gargamel aracılığıyla anlatmak istedim.

Şirinler’i seyretmediyseniz, benim gibi çizgi romanını okumadıysanız bile illaki Gargamel’i bilirsiniz. Hani şu içi gibi kara bir pelerinle gezen sevimsiz ve kötü büyücü.

Kendi köylerinde büyük bir sosyal dayanışma içinde yaşayan, mutlu, huzurlu, çalışkan Şirinler’in can düşmanı. Şirinler filmindeki ve çizgi romanındaki bu minikler büyü yoluyla altına yani “para”ya dönüşebildiği için Gargamel’in hayattaki asıl amacı Şirinler’i yok etmek ve onları altına çevirmek.

Aynen çevresindeki herkese baktığında onları sadece bir “para” kaynağı olarak gören ve teşkilatı kullanarak o kişilerden istediğini elde etmeye çalışan Bizim Gargamel gibi.

Çizgi romandaki kurgu karakter Gargamel bir insan düşmanı. Hemen hemen herkesten ve özellikle Şirinler’den nefret ediyor. Ancak ortalıkta kazanabileceği veya çalabileceği bir şeyler varsa bazen onlarla arkadaşmış gibi numara yaptığı da oluyor. Gel gör ki kendisi, kişisel riske veya zarara gireceğini anladığı anda da hemen kaçan bir korkak aslında...

Bizim Gargamel’in de kurgu karakterinkine benzeyen çok olayı var böyle anlatılacak. Mesela bir keresinde teşkilatının ve teşkilatın hizmet verdiği bölgenin yararına çalışanlara “ben sizin yanınızdayım” diyerek söz vermiş, ancak karşı taraftan kendi şahsına kazanç imkanı duyunca hemen taraf değiştirmiştir. Söz vermek deyince de sözlü değil bu söylediğim, yazılı sözden dönme durumu... Tamamen haksız bir kuruluşla ilgili şikayet yazısı yazıp imzalayıp üst makamlara vermişken, daha önceki masaldaki Çığırtkan kimbilir ne çekici öneriler sunup onu kandırdıktan hemen sonra yazıyı geri çekmiştir. Ve çektiği de anlaşılmayacak sanmış, “geri çektim” dememiş, konuyu saklamıştır. Açığa çıkınca da dans etmeye başlamıştır. Kurgu karakter Gargamel dans eder miydi hatırlamıyorum ama Bizim Gargamel çok güzel kıvırıyor, onu biliyorum.

Şimdi biz kurgu karakter Gargamel’in uyuz kedisinin adını Azman diye biliyoruz ama orijinalinde adı Azrael’dir. Benim çocukluğumda da Azrael’di. Mesela Gargamel, Azrael'i Şirinler’i yakalamakta kullanmak ister ama bir yandan da onu hep aşağılar, hakaret eder ve taciz eder. Uyuz kedi Azman, nam-ı diğer Azrael de Gargamel'in tacizine karşılık verir ve Gargamel aşağılandığında eğlenir. Yani bu kurgu karakter Gargamel aslında kedisine bile söz geçiremez ama mafyavari tavırlarla gezinmekten de geri durmaz. Sağa sola tehdit savurur durur. İşte Bizim Gargamel de tıpkısının aynısı. “Asarım, keserim,” diyerek, az önce sözünü ettiğim alacaklısının yanında çalışanları tehdit etmişliği var. Bu nedenle etrafındakiler tarafından “çakma mafya” olarak anıldığı da biliniyor.

Bu Bizim Gargamel hakkında bilinen bir şey daha var ki onu da anlatmadan olmaz. Bu Bizim Gargamel’in aslında yasak ve etik dışı olmasına rağmen maalesef yaptığı işleri tababet kuralları dışına çıkarak onunla iş birliği yapan bir doktorla yürüttüğünü de bulunduğu bölgede herkes biliyor, konuşuyor. Anlayacağınız Bizim Gargamel’in işleri de, kendisi ve kara pelerini gibi karanlık. Düşünün böyle birisi sadece bölgesindeki teşkilatın yönetiminde değil, aynı zamanda genel bir birliğin yapısında da görev almış bir kişi olarak bu dalaverelerden utanıp geri çekilmediği gibi, fütursuzca orada burada ahkam kesiyor. Bulunduğu her pozisyonu kötü kullanan böyle insanlardan uzak durmak ve bunları bir daha seçip de o mertebelere getirmemek lazım!

Anlattıklarımdan Bizim Gargamel’in çok da iş bitirici birisi olduğunu düşünmeyin. Alavere dalaverede kurnazlıkla ilerleyebilen birisi sadece. Aslına bakarsanız Gargamel bizim masalda da, Şirinler çizgi romanında da beceriksizin önde gideni. Herhangi bir başarısı yok, kirli çamaşırı çok. Hani kurgu karakter Gargamel’in de her tür büyü kitapları, iksirler ve hileler kitaplığına sahip olmasına rağmen bir türlü Şirinler’in köyünü bulamadığı gibi. Çocukken okumaya bayılırdım. Kurgu karakter Gargamel ne kadar ayrıntılı plan yaparsa yapsın, planları her zaman başarısızlıkla sonuçlanırdı ve avaz avaz bağırırdı: "Mantar Cüceleri’nden (Şirinler’den) neffffret ediyorum!". Hatta kimi zaman öfke nöbetleri geçirir ve çaresizlik içinde "Ben cesur ve güçlüyüm, onlar cılız ve zayıflar. Ama ben bu zavallı küçük Şirinler’i neden yenemiyorum ?!"

Yenemezsin, çünkü iyileri kötü niyetlilerden koruyan güçler vardır. Üstelik sen istediğin kadar ortalıkta “ben güçlüyüm” diye dolaş ve ona buna laf at dur, küçümse ama küçümsediğin şey ve kişilerin aslında senden ne kadar büyük ve güçlü olduğunu görmek için gözlerine bakman lazım. Ama sende o yürek yok Gargamel!

Anlayan anladı. Benim sözüm elbette Bizim Gargamel’e. Bu arada çevresinde yaşayanlar Bizim Gargamel’e çoooook dikkat etmeli. Bizim Gargamel de aynı kurgu karakteri gibi, kendi şahsi getirileri için çevresindeki herkese, hemen arkasını dönebilecek bir karakter.

Hatta Şirinler’i izleyenler, okuyanlar hatırlayacaklardır, seride bir de Lord Balthazar vardır. Güncel yaşamımızdaki yabancı sermaye gücü ile hareket edenler gibi düşünebiliriz bu karakteri de… Kurgu karakter Gargamel, çizgi romanda Şirinler'in diğer düşmanlarıyla iş birliği yaptığı gibi, özellikle Lord Balthazar’ın da maşası durumundadır. Ancak Şirinler her seferinde çok daha verimli çözümler üretip, kendi iyi ve güçlü taraflarına odaklanarak Gargamel’in Lord Balthazar ile ittifaklarını bozarak, kendilerini köleleştiremeyeceklerini hep kanıtlamışlardır.

İyiler her zaman kazanırlar. Ama tekrar tekrar aynı yollardan geçip, geri dönmeye, boşuna aynı hatalardan dolayı yorulmaya ne gerek var. Denenip, yanlış yaptıkları görülmüşleri bir daha seçip başa getirmemek lazım.

Bu masalları onun için anlatıyorum. Maksadım uykudan önce rahatlatmak değil, uykuya düşecek olanı uyandırmaktır!

Bu arada meraklı olanlar bilirler Şirinler çizgi filmi bir dönem Amerika Birleşik Devletleri’nde yasaklanmış. Şirinler’in paradan puldan uzak, huzur içinde bir tür komün hayatı yaşamalarının karşısında, kilden bir Şirin kadın (Şirine) yaparak onların arasına nifak sokan Gargamel’in kapitalizmi sembolize ettiği ve Şirinler’in bir komünizm propagandası olduğu ileri sürülmüş. Ancak devran dönmüş, bu düşünce değişmiş ve Hollywood’da Şirinler filmleri yapılmaya başlanmış. Biz bu masalımızda Gargamel’i tam da çizerinin anlattığı aslına uygun şekilde nefret dolu, kötülük yapan, kendini düşünen, altın üretmek için kimseyi yakmaktan çekinmeyen, kendi çıkarları için sonucunu düşünmeden gereğinde her türlü iş birliğine giren bir karakter olarak ele aldık ve Bizim Gargamel ile bu yöndeki benzerlikleriyle eşleştirdik. Masaldaki Gargamel hafızalarımızda hep kaybeden kötülük  olarak kalacak, Bizim Gargamel  ise inşallah doğru yolu bulur, bunu da  ilerideki zamanlarda göreceğiz.

Dikkat ederseniz bizim masal kahramanlarımız kötülükten beslenen ve yaptıkları ahlaksızlıkları gizleyip kendini farklı tanıtan karakterlerden oluşmaktaydı. İş hayatımızda ve özel yaşamımızda zaman zaman bu tip karakterlerle karşılaşıyoruz. İş hayatımda 45 seneyi geçirmiş biri olarak son yıllarda karşıma çıkan yozlaşmış ve kolay yoldan para kazanmaya çalışan meslektaşlarımın sırtına basarak bir yerlere gelmeye çalışan bu sözde kahramanları yazmaya, sizleri bilgilendirmeye çalıştım.

İnanın sektörümüzde bu kişiler bir elin parmaklarını geçmez, ama maalesef gerçek kimliklerini saklıyorlar, hatta sektörümüze yön vermeye çalışan yönetici pozisyonlarında görev almışlar. Dikkat edilmez ise sektöre zarar verebilirler. Ben bu kişileri yakından takip ediyor ve birçoğunun gerçek yüzünü yasalar çerçevesinde açığa çıkartıyorum. Onlar her ne kadar Oda, Dernek ve Kooperatif kimliklerinin arkasına saklansalar da TAKİPTEYİM.

Evet şimdilik benim masal(!) kahramanlarım ve onların hikayeleri bitti.

Tanıdığım ve saygı duyduğum o kadar çok değerli sektör insanı var ki onları size daha güzel tanıtabilmek için de ayrıca bir çalışmam olacak.

Gökten üç elma düşmüş, biri anlatanın, bir dinleyenin, biri de uykudan uyananın başına…

H. Erol Harbi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.