26 yıl önce SSK Hastanesi'nde göz asistanlığına başladığımda her gün baktığım 100 hastanın neredeyse 20-30'u göze kaçan yabancı cisimler, kimyasal maddeler ve daha az bir kısmı ise delici, ciddi göz yaralanmaları idi. Aynı kişilerin birkaç hafta arayla aynı şikayetle geldiği dahi olurdu. İş kazası sonucu kaybedilen gözler, hem işçi hem de işveren için büyük sorun oluşturmasına rağmen o dönemlerde çalışanlara koruyucu gözlük kullandırtmak kolay değildi. Basit bir önlem ile korunmak varken, insanlar sanki ''sakınan göze çöp batacakmış'' gibisinden bu kadar değerli bir organı dahi önemsemezdi. Son yıllarda çıkan iş sağlığı-güvenliği yasaları ve uygulamadaki daha ciddi yaklaşımlar ile bu tür kaza ve yaralanmalar nispeten azaldı. Yine de kişilerin yasal yaptırımlar nedeniyle değil, kendi iyilikleri için "gözün gibi koru'' deyimini önemsemeleri, bilinçlenmeleri gerekiyor.
Göze yabancı cisim kaçarsa
Kesinlikle ovalamayın. Yabancı cismin gözü daha fazla çizmesine veya derinlere gitmesine neden olmayın. Gözde açık bir yara oluştuysa yıkamak dışardan içeri mikrop girişine neden olabilir. Ancak kimyasal yaralanmalarda bir göz hekimine ulaşmak zaman alacaksa, ilk yarım saatte mümkünse steril serumlarla veya temiz suyla yıkamak kimyasal maddeyi seyreltip derin tabakalara işlemesine engel olacaktır. Bunun dışında, göz kapaklarını kıpırdatmayacak şekilde bandaj uygulayarak göz hekimine yönlendirmek en mantıklı yaklaşımdır.
Gözlük kullanmak şart
Göze kaçan yüzeysel yabancı cisimler dahi mikroskopla görülerek çıkartılamadığı takdirde, kalan parçacıklar, özellikle sıcak metal çapakları daha derinlere işlediğinden, pas tabir edilen kısımları kaldığında kornea tabakasında ödeme ve reaksiyona neden olabilmektedir. Nalburlarda, yapı marketlerde çok düşük fiyatlara satılan ve çoğu işyerinde zaten bulunan koruyucu gözlükler hafifliği, buharlanmama, çizilme ve kırılmaya dayanıklı özellikleriyle çok rahat kullanılabilir.
OP. DR. O. MURAT UYAR
Göz Hastalıkları Uzmanı
Kaynak : akşam.com.tr