Optik Gazete

Gözlüğün Tarihçesi Gözlük Ne Zaman İcat Edildi

Gündem

Gözlüğün ilk formu nasıldı ve zaman içinde nasıl gelişerek bugüne geldi?

Gözlüğün tarihçesi! Gözlük ne zaman icat edildi Geçmişten günümüze gözlüğün gelişimi

Günümüzde hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelen gözlük, ne zaman ve kim tarafından icat edildi? Gözlüğün ilk formu nasıldı ve zaman içinde nasıl gelişerek bugüne geldi? İşte elimizin altındaki küçük ama dev icat gözlüğün zaman yolculuğu...

Bugün her türlü renkte ve tasarımda üretilen, gerek görme bozukluğu veya çeşitli fonksiyonlar için gerekse de sadece aksesuar için kullanılan ve sürekli elimizin altında olan gözlük, acaba eskiden nasıl kullanılıyordu? Tarihi aslında binlerce yıl öncesine kadar uzanıyor... Optik çalışmalarının çok eski tarihlerden itibaren insanlığın ilgi alanlarından biri olduğu biliniyor.

Hatta gözlüğün ana malzemesi olan cam, 4500 yıllık bir geçmişe sahip. Binlerce yıl önce insanlar camın belli bir formunun cisimleri büyüttüğünü fark etmişler. Öyle ki Girit'teki kazılarda M.Ö. 100 yıllarına ait büyüteç bulundu. İslam dünyasında ise optiğe dair çok değerli çalışmalar mevcut. Peki, gözlüğü kim ve ne zaman icat etti?

İLK GÖZLÜK NASILDI? GÖZLÜĞÜ KİM NE ZAMAN İCAT ETTİ?

Roma İmparotoru Nero’nun yakını görememesi ve tarih yazarı Plinius'un "Nero, Gladyatör dövüşlerini bir zümrütten bakarak izliyor" şeklindeki ünlü sözü sebebiyle antik dönemde gözlüğün var olduğu zannediliyordu. Ancak yapılan çalışmalar antik dönemde gözlüğün henüz icat edilmediğini göstermiştir. Plinius'un bu sözü ise Nero'nun güneş gözlüğünün ilk formu sayılabilecek, güneşten korunmak için kullanılan renkli camlar kullandığını göstermektedir. Gözlüğün ilk olarak kimin tarafından bulunduğu ne yazık ki tam olarak bilinmiyor.

Ancak optik üzerine çalışmalar yapan birçok bilim insanı ve onların çalışmaları biliniyor. Optik üzerine çalışmaları olan bilim insanlarından İbn Heysem, yazdığı eserde optiğe dair çok önemli tespitlerde bulunmuştur ve İbn Heysem, 17.yy'a kadar optik tarihinin en önemli ismi kabul edilmiştir. 10.yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan İbn Heysem Kitabu'l-Menazır adlı kitabında matematiksel analizle olgunun fiziksel boyutunu da işin içine katarak ayrıntılı deneyler düzenleyerek ışığın doğrusal yayılımı, gölgenin özellikleri, karanlık oda, gök kuşağı ve hâlenin oluşumu, yansıma ve kırılma konuları gibi pek çok temel optik olguyu incelemiştir. Optik konusunda adeta bir devrim yapan İbn Heysem gözün yapısını, görmenin mahiyetini ve görme bozukluklarının sebebini bugünkü bilgilere çok yakın şekilde açıklamıştır. Dolayısıyla gözlüğün mucidi İbn Heysem olabilir. Çünkü İbn Heysem, o dönemin yaygın kanaati olan ışığın gözden geldiği kuramını yıkıp, ışığın nesneden geldiğini kanıtlamıştır.

GÖZLÜĞÜ KİM İCAT ETTİ

Bunun haricinde 13.yy'da yaşamış olan Venedikli Roger Bacon'ın da optik üzerine önemli çalışmaları olduğu bilinmekte. Hatta bazı kaynaklarda gözlüğü icat edenin Roger Bacon olduğu da yazsa da bu, net bir bilgi değil. O dönemde Venedik cam üretimiyle ünlüymüş. Dahası, okumayı kolaylaştırmak için kitapların üstüne cam koyarak yazıları büyütürlermiş.

Kuartz ve dağ kristallerinden yapılan bu camlara da "okuma taşı" denirmiş. Tabi bu cam, bizim bugün gözlük denince aklımıza gelen şekilde değil; küre biçiminde.

Eski dönemlere ait bir cam fabrikası

13.yy sonlarına doğru, düz camın bakış açısını genişlettiği tespit edilerek okuma taşı denen cam küreler traşlanmaya başlanmış ve düz cam şeklinde kullanılmış. Tabi bu dönemde tek bir cam kullanılıyor. Yani kullanan kişi camı sadece bir gözüne tutarak nesneye bakıyor.

Sonraları iki göz için ayrı ayrı camlar kullanılmaya başlanmış. Camlar, bir çerçeveye konarak birleştirilmiş ve o şekilde kullanılmaya başlanmış. Demir, tahta veya boynuzdan yapılan çerçeveli camlar "Perçinli gözlük" olarak biliniyormuş. Bu dönemde gözlüğü kulak üzerinde tutarak göze sabitleyen sistem henüz yok, camlar elle gözün önünde tutularak kullanılıyordu.

Gözlüğün yüzün ortasında sabit tutturulması ancak icat edildikten takribi 350 yıl sonra sağlandı. Gözlük tarihinin en son buluşu ona sap takmak oldu. 1730'da Londra'da Edward Scarlett kafaya göre ayarlanabilen sabit gözlük sapını buldu.

Edward Scarlett icadı gözlük sapı

İLK GÖZLÜKLER SADECE YAKINI GÖREMEYENLER İÇİNDİ

Uzun bir süre boyunca gözlükler sadece yakını göremeyenler içindi. Uzağı göremeyenler için içbükey (konkav) mercekler gerekliydi ve bu neredeyse bir yüzyıl sonra bulundu. Bu kadar geç üretilmesinin sebebi ise şu: O dönemde sadece bir şey okurken görme zorluğunun giderilmesi ihtiyacı vardı. İnsanlar yolda yürürken net görmeyi pek önemsemiyordu. Çünkü içbükey camlar üretmek daha zor ve pahalıydı. O yüzden o dönemde uzağı göremeyen insanlar çok sıkıntı çekmişler. Hatta görme bozukluğu ileri seviyede olanlar dışarı bile çıkamaz olurmuş. Ancak zamanla uzağı göremeyen insanların gözlüğe duyduğu ihtiyaç da önemsenmeye başladı. Özellikle matbaanın icadından sonra kitap ve gazete sayılarının artmasıyla birlikte okuma oranları da artınca gözlük ihtiyacı da arttı. Bu sayede gözlük, lüks olmaktan çıktı ve yaygınlaştı.

İLK GÖZLÜKÇÜ DÜKKANI

Tarihte bilinen ilk gözlükçü 1783 yılında Amerika'da Philadelphia'da açıldı. Bu dükkanda gözlükler bir sepete yığılıyor ve müşteriler de tek tek deneyerek satın alıyorlardı.

MERCEK VE MERCİMEK BENZERLİĞİ TESADÜF MÜ?

Mercek ve mercimek kelimeleri birçok dilde benzerdir. İngilizce'de mercek anlamına gelen "lens" ve mercimek anlamına gelen "lentil" kelimeleri gibi Arapça'da da "ades" kelimesi iki kelimeyi de karşılıyor. Peki, bu benzerlik tesadüf mü?

İtalyanlar, optik çalışmalarının çok yoğun bir şekilde sürdürüldüğü 14.yy'da gözlük camlarına, mercimekle aynı anlama gelen "Lenticchie" adını verdiler. Bunun sebebi tam olarak bilinmese de şekil olarak benzerliğinden dolayı bu şekilde isimlendirildiği tahmin ediliyor.

İLK GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ

Güneş gözlüğünün ilk kez milattan önceki yıllarda Eskimolar tarafından kullanıldığı biliniyor. Buzul bölgelerde yaşayan Eskimolar kar ve buzun parlaması sonucu "kar körlüğü" olarak bilinene "fotokeratit" etkiden kurtulmak için bunu geliştirdiler. Fil dişi ve kemikten yapılan ve İNUİT denilen bu gözlüklerin üzerine küçük yarıklar açılarak yarıkların içi barut ve kumla dolduruluyordu. Böylece parlama azalıyordu.

Bunun haricinde Çin'de de 15.yy'da güneş gözlükleri kullanıldığı biliniyor. Ancak kullanım sebebi yine güneş değil. Duman isiyle camlarını kararttıkları gözlükleri mahkemelerde gözlerinden ifadeleri anlaşılmasın diye kullanıyorlardı. Uzun zaman geçtikten sonra gözlük gelişim gösterip artık numaralı gözlükler üretildiğinde bile Çinliler aynı şekilde, düşünceleri anlaşılmasın diye gözlük camlarını karartarak kullanmaya devam ettiler.

Güneş ışınlarından korunmak maksadıyla kullanılan kararan gözlük camları (yani colormatik camlar) ilk kez 1929'da Amerikalı bilim insanı Sam Foster tarafından geliştirildi. Televizyonun da gelişimiyle paralel olarak film yıldızları ve şarkıcılar da kullanınca bir anda popüler oldu ve hızla yayıldı. Hatta 1937 yılında Amerika'da 20 milyon güneş gözlüğü satılmış.

Kaynak: www.yasemin.com

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.