Optik Gazete
2014-04-16 07:58:51

Yeşilırmak'ın çocuğu Tokat

Suat Şimşek

info@optikgazete.com 16 Nisan 2014, 07:58

 

Zengin doğal kaynakları ve konumu nedeniyle beyliklerin ve imparatorlukların yaşama yeri ve fetih sebebi olan Tokat, yaylalara, ovalara, bağ ve bahçelere hayat veren Yeşilırmak’ın bereketli topraklarında tarihi, kültürel doğal güzelliklerini koruyan efsane şehirlerimizden biri olduğunu ancak görünce anlayabiliyoruz.

 

Cumhuriyet ile birlikte il olan Tokat adının Bizans İmparatoriçesi Doxsie’den geldiği, daha sonraları “Dokeia” ve Surlu Kent anlamına gelen “Toh-Kat” olarak geçtiği bilinmektedir. Tokat’ın çok eski bir kent olduğu yapılan kazı çalışmalarının neticesinde de ortaya çıkmaktadır. İlin yazılı tarihinin Hititlerle başladığını bu kazıların gösterdiği bilinmektedir.

 


Sırtını kuzeybatısında bulunan ve bütün kente hâkim bir yükseklikte bulunan dik ve sarp kayalar üzerinde doğal bir görünümünde olan Tokat Kalesine dayamış olan kentin, yer aldığı bölge, egemenliklerini ilan eden birçok devletin önemli topraklarından sayılmıştır. Friglerin egemenliklerine son veren Kimmerlerden sonra yöreye Medler akabinde de İskender’in son verdiği Persler egemen olmuştur. M.S 34’de bir Roma eyaleti haline gelen bölge M.S 395’de ise Bizans’a geçmiştir. Kentteki müzede Roma dönemine ait pek çok eseri görebilme imkânı mevcuttur.

 

Selçuklu Türkleri döneminde ise Anadolu’nun altıncı büyük kenti olan Tokat’ta, kültür, sanat, mimarlık ve bayındırlık eserlerini kentin hemen her yerinde görmek mümkündür. Osmanlı döneminde ise kent tarım ve ticaret merkezi olmuş ve dokumacılık yazmacılık, bakır işçiliği ve deri işleme oldukça gelişmiş buradan ihracat yapılmıştır.

 

Şehrin hemen her sokağında tarihten bir nefes almamak nerede ise imkânsız. Özellikle Selçuklu döneminin önemli eserlerinden olan, moloz ve kesme taşlardan yapılma, kemerli kolonları ve İznik çini desenleri ile minaresi süslenmiş olan Sulu Sokak’taki son derece estetik duran Ulu Cami görülmesi gereken nadide eserlerden biridir. Aşağı yukarı 600 yıllık birçok cami bulunuyor kentte. Ali Paşa, Behzat, Meydan Camisi bunlardan bazılarıdır. Anadolu’nun alınmasından hemen sonra 1074’de Danişmend Gümüştekin Ahmet Gazi tarafından yaptırılan Garipler Camisi ise kentin en eski camisidir.

Yolların kesişme noktasında yer alması ve ticaret merkezi olması yönüyle kentte birçok han, hamam ve kervansaray da vardır. Taşhan ve Sulu Han o günlerden bugüne kadar hala bozulmadan ayakta kalabilmiş ender eserlerdendir. Özellikle Sulu Han’ın 1930 yılına kadar cezaevi olarak kullanıldığına da bölgedeki esnaftan öğreniyorum.

 

Bugün müze olarak kullanılan Gök Medrese iseTokat’ı ziyaret edeceklerin öncelikli planları arasında yer almalıdır diye düşünüyorum. Şehrin en önemli caddesi Gazi Osman Paşa Bulvarı üzerinde yer alan Tokat Müzesi, bu medrese binasında ziyaret edilebilir. Arkeolojik ve etnografik eserlerin bir arada sergilendiği müzede Eski Tunç Çağı’ndan itibaren Hitit, Frig, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalma eserler yer almaktadır.

 

Tokat Saat Kulesi ise şehrin Behzat semtinde bulunmaktadır. 33 m yüksekliğinde kesme taştan 1902 yılında yapılan eser, II. Abdülhamit’in 25. yılı için halkın yardımları ile yaptırılmış. Saatin sesi kentin hemen her yerinden duyuluyor. Tokat’ın bence görülmeye en değer yeri Türk mimarlık tarihinin bekli de bir kalemde gözler önüne serildiği Sulu Sokak’tır. Böyle bir sokağı sanırım ülkemizin hiçbir yerinde görme şansımız yoktur.

 

Tokat il merkezindeki otogardan kalkan minibüs ve otobüsler ile kolaylıkla ulaşımın sağlanacağı çevrede görülmesi gereken çok önemli eserler mevcuttur. Sulusaray antik kenti(Sebastapolis) bunların başlıcalarındandır. Açık hava müzesi niteliğindeki bu yerde atlanmaması gereken yerlerdendir.

 

TOKAT’IN DOĞAL DEĞERLERİ

Kent ilçeleri ile birlikte değerlendirildiğinde inanılmaz bir göz ziyafeti sunmaktadır. Kültürel ve geleneksel değerlerinin yanı sıra çok önemli doğal güzellikleri sayesinde Tokat’ta alternatif turizm faaliyetleri oldukça fazladır.

 

Dünyaca meşhur Ballıca Mağarası da Tokat’tadır. İçerisindeki sarkıt, dikit sütun duvar ve örgü damlataşları, birbirine bağlı beş kattan oluşan mağara, üç farklı dönemde oluşmuş ve her bölümünde farklı meteorolojik değerler görülmektedir. Bugün itibari ile ancak 680 metrelik bir kısmını ziyarete edebiliyoruz. Yaz kış sıcaklığı 18 derece olan Ballıca Mağarası’nın son derece güzel bir aydınlatması var. Yürüyüş parkurları, seyir terasları ve kır kahveleri ile bölgedeki turizmin hareketlenmesini sağlayan en önemli doğal güzelliktir diyebiliriz. Ayrıca içerisindeki bol miktardaki oksijenli havasının astım hastalarına iyi geldiği de söyleniyor. Ülkemizin hiçbir yerinde rastlanmayan soğan sarkıtlarının çeşitliliği ise mağaranın çekiciliğini ise bir hayli artırıyor olsa gerek.

Almus Baraj Gölü, kentin hemen 5–6 km dışında yer alan Gümenek karavan turizmine de son derece uygun yerlerdir.

 


   Yaylacılıkta Tokat’ta Doğu Karadeniz’deki kadar olmasa da gelişmiştir. Çam kokan havası ile Tokat’a 15 km mesafedeki Topçam Yaylası son derece etkileyicidir. Rakımı 1.600 m olup; havası

son derece keskindir. Selemen Yaylası, Dumanlı Yayla, Boğalı Yaylası gibi yaylalara da ev sahipliği yapmaktadır Tokat.

 

  BİRAZ DA YEMEK

  Yeşilırmak’ın suladığı verimli toprakların yarattığı ürün zenginliği Tokat’ta tam anlamıyla bir göz ve mide ziyafetine dönüşebilir. Daha çok hamur işlerinin yoğun olarak tüketildiği kentin en meşhur yemeği bildiğimiz gibi meşhur Tokat Kebabı. Çarşıda birçok lokanta da bir süre beklemek kaydıyla yeme imkânı var. Hatta lokantalar sipariş alıp evlere bile servis  yapıyorlar. Yöre mutfağında sebze ve meyveler  önemli yer tutuyor. Cevizli bat,gendime çorbası,  helle çorbası, bakla dolması, cızlak, yoğurtmaç   buraya özgü yerel yemekler. Tokat’ın çemenini, Zile’nin pekmezini nerdeyse artık bilmeyen kalmadı.Yine Tokat ile özdeşleşmiş mahlep şarabı da mutlaka burada tadılmalı ve gelirken de birkaç şişe getirilmeli.

 

TOKAT YAZMASI

Malum Orta Anadolu’da yüzyıllardır süregelen yazmacılığın merkezi Tokat olmuş. Bu sanatta en güzel örnekleri 16. ve 17.nci yüzyıllarda vermiş Tokat. Burada yazmacılığın bu kadar çok gelişmesinin en önemli nedeni ise özellikle elvan baskı denilen çok renkli bir baskı sisteminin kullanılması olmuş. Çarşıdaki Yazmacılar Hanı ise çok eski tarihlerden bu yana bu işi yapan sanatkârların halen faaliyetlerine devam ettiği bir yerdir. Kısacası yolumuz düşerse uğrarımdan ziyade yolu düşürmek gerekir Tokat’a. Bu güzel şairler şehri için söylenebilecek ve yazılabileceklerin bunlarla sınırlı olmadığını bilerek, her gezginin görmesi gereken ilk sıradaki kentlerden biridir Tokat.

 

Suat ŞİMŞEK

 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.