Optik Gazete

Gözde Hatıralar "Fatih Şen"

Gözde Hatıralar

"Gözde Hatıralar" yarışmamızda "Fatih Şen" hatıra metni

Optik Gazete olarak düzenlediğimiz "Gözde Hatıralar"  metin yarışmamız yayınlanmaya ve oy almaya başladı.

Gözlükçülük ve optisyenlik mesleğine ilişkin hatıralarımızı kişisel belleğimizin derinlerinden çıkararak, ortak belleğimize aktarmak ve paylaşmak amacıyla düzenlediğimiz yarışmamıza katılan hatıra metinlerini her gün buradan yayınlayarak, siz değerli okuyucularımızdan yarışmacılarımıza desteklerinizi bekliyoruz.

Facebook’ta beğeni sayısı ile en yüksek oyu alan katılımcılar halkın beğeni oyu ile seçilerek ödüllerine hak kazanacaklardır. Siz de Optik Gazete facebook sayfasında https://www.facebook.com/OptikGazete  yayınladığımız hatıra metnini beğenerek, yarışmacıya destek olabilirsiniz.

Katılmak isteyen sektör mensupları ve optisyenlik bölümü öğrencilerimiz yazdıkları hatıra metinlerini gönderebilir ve büyük ödülleri kazanma şansına sahip olabilirler. Hatıranızı göndermek için tıklayınız: //yarisma.optikgazete.com/hatirani-gonder/

Gözde Hatıralar yarışmasına katılan "Fatih Şen" isimli yarışmacımızın hatıra metnini aşağıda siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz.

Sektörle ilgili bir çok hikayemiz hepimizin olmuştur elbette ama en çok ilgimi çeken ;
Hayatımda ‘nasip’ kavramına çok inanırım. Büyük küçük her şey birer nasiptir. Optik ile optisyenlik ile ilgili ilk nasibim üniversitede optisyenlik bölümüne atanmak oldu. Üniversiteye ilk başladığımdan günden beri akademisyen olmak istiyordum. Üniversiteden mezun olup yüksek lisans yaptığım dönemde üniversitelerin açtıkları çokça kadrolara başvurdum. Ancak hiçbiri olmadı. Sonra Kilis 7 Aralık Üniversitesi Optisyenlik Programı için açılan öğretim görevlisi ilanına başvurdum. Aslında optisyenlik kavramıyla ilk tanışmamda bu şekilde oldu. İnternetten bu mesleğin ne olduğundan programlarda hangi derslerin okutulduğuna kadar birçok şey inceledim. Başvururken de atandıktan sonraki süreçte de sadece temel bilimlerine gireceğimi düşünüyordum. Ancak hiçte öyle olmadı. Meslek derslerini verecek öğretim elemanımız yoktu. Sonradan öğrendim ki böyle bir eleman zaten hiç yoktu. Optisyenlik programının bir lisans bölümü olmadığı için bu programı genelde fizikçi hocalar yürütüyordu. İş başa düşmüştü. Başladık optikçileri gezmeye ve araştırmalar yapmaya.. İlk önce iş laboratuvar kurmaktı. Hangi makinalar lazım hangi el aletleri lazım çokça araştırdık fiyat sorduk. Sonunda bir taslak edinerek laboratuvarımızı açtık. Programımızda okuyan alaylı diye tabir ettiğimiz optisyenlerin de hem laboratuvara hem bize meslek açısından çok ciddi katkıları oldu. Her yıl hem laboratuvar uygulamalarımı hem de mesleki bilgilerimi artırdım. Hem öğrenciydim hem de öğretmendim. Bir uygulamayı bir bilgiyi öğreniyordum ve hemen öğrencilerime öğretiyordum. Ancak optisyenlik mesleğine ait kaynak kitap çok azdı. Özellikle laboratuvar uygulamalarına ait hiçbir kaynak yoktu. Sonradan bu konuda bir kitap yazma fikrim oluştu. Böyle bir kitap lazımdı çünkü hem mevcut üniversitelerde hem de yeni açılan optisyenlik programlarında ki öğrenciler ve hocalar benim gibi bu kaynağın eksikliği hissediyordu. Optisyenlik mesleği ile yeni tanışanlar için iyi bir kaynak olacaktı. Şuan da yazmaya çalıştığım iki farklı kitabım var. Bunlardan birincisi ‘Gözlük Camları’ ikincisi ise ‘Gözlük Camlarının Montajı’ adlı kitaplarıdır. NASİPSE kısa bir zaman içerisinde iki kitabımı yayınlayarak hocalarımızın ve öğrencilerimizin kullanımına sunacağım.. Her şey NASİP!
 


Not : Gönderilen hatıra metinleri katılımcının gönderdiği şekilde yayımlanmış, hiçbir şekilde cümle yapılarına müdahele edilmemiş, noktalama ve imla kurallarında düzeltme yapılmamıştır.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.