1987 yılında optisyenlik mesleğine ilk adımı attığım yıllarda, gözlükçülere herkes saygı duyardı.
1987 yılında mesleğe ilk adımı attığım yıllarda gözlükçülere herkes saygı duyardı, gözlükçüler beyaz gömlek giyerdi. Sektörümüzde etik ve ahlak değerlerine önem verilirdi. Meslek büyüklerimiz böbürlenip, “bu mesleği ben yarattım” demezlerdi.
Ahlak sahibi idiler. Meslek büyüklerimiz ve dernek başkanları çok itibar ve saygı görürdü. 1987-2000 yılları arasında dernek yönetiminde bulunan başkanlarımın yaşayanlarına saygılar sunuyorum, vefat edenlerine rahmet diliyorum.
Gerçek meslek adamları, duayenler bunlar idi. Bir başkan bir şey söylediği zaman, üstüne bir şey söylenmezdi. Bu da başkanın adam gibi adam olmasından kaynaklanıyordu.
Gözlükçüler birbirlerinden cam, çerçeve alırlardı. Gözlükçüler arasında maçlar düzenlenirdi, beraber pikniklere gidilirdi. Bu anlattıklarım birileri için bir şey ifade etmeyebilir. Ancak gözlükçüler bir dayanışma içerisindeydi. Bir toptancı bir meslektaşımıza yanlış bir tutum sergilediğinde, o toptancı o bölgede gözlük satamazdı.
Büyüklerimiz bunları çok iyi hatırlayacaklar. Saygın toptancılar vardı. Nubar Ütücü, Yaşar Pat, Bayram Toprak, Mevlüt Altıparmak, Ramazan Tuğul, Yunus Öziç, Luxottica’dan İzi Bey… Bunlar benim tanıdığım, beyefendi, sektörde saygınlığı olan kişilerdi. Gözlükçüyü korurlardı. Saydığım kişiler sektörü bir noktaya taşımış, hakları ödenemez, ticari ahlakı olan duayenlerdir.
Söz senetti o zamanlar. Örneğin gözlükçü senet verip ödeyemediği zaman, o senedi protesto ettirmeyip kendi cebinden çıkarıp, kendileri ödeyecek kadar dürüst ve cesurlardı. Aynı şekilde meslektaşlarımız da...
Paylaşmak iyi bir hastalıktır. Bilgi, birikim, etik ve ahlak, sevgi ve saygı paylaştıkça çoğalır.
Adını sayamadığım bu insanların bu mesleğe katkıları unutulmaz. Yaşayanlarına sağlıklı bir yaşam, ebediyete ulaşmış olanlara rahmet diliyorum. İyi ki varmışsınız, sizleri tanıma şansımız olmuş. İşte mesleğe olan aşkım sayamadığım güzellikler ile başlıyor. Bu dostluk çerçevesinde Edirne’den Kars’a kadar olan meslektaşlarımız birbirlerini, büyüğünü, küçüğünü sayar ve severlerdi. 2000 yıllarından önce gözlükçülüğe başladığım için mutlu ve bahtiyarım. Ara sıra aklıma gelince iyi ki gözlükçü olmuşum diyebiliyorum. Bu mutluluğu, sevgi ve saygıyı bütün meslektaşlarımın tatması dileğiyle, sağlıcakla kalın.
Atilla Karip
Gözlükçü
- - - - -