Görünmeyeni Görünür Yapmak

Her gün hızlı hızlı işe, okula giderken, bir yerlere yetişmeye çalışırken, sakince araba kullanırken, trafikte beklerken, yürüyüş yaparken şehrin sokaklarında bir sürü reklam, pano görüp, genelde çoğuna şöyle bir bakıp geçiyoruz. Arada da duvarlara yazılmış yazılar, resimler, baskılar gözümüze çarpıyor. Onları ne kadar görüyor, üzerinde ne kadar düşünüyoruz? Hemen hemen hiç, ya da hiçe yakın. Oysa bazıları işinde usta sanatçıların elinden çıkmış eserler olup, çok etkili ve çarpıcı görüntüler, ya da mesajlar içeriyor olabilir. Duralım ve bir bakalım.

Görünmeyeni Görünür Yapmak
10 Nisan 2018 Salı 10:33

Duvarların ilk olarak 1940’larda protesto amacıyla, daha sonra da 1960’larda politik görüşleri duyurmak için boyandıklarını biliyoruz. Ancak gerçekte sokak sanatının bugüne benzer ilk örneklerini 1985 yıllarında görmeye başlıyoruz. Genel olarak sokak sanatı, duvar yazısı (graffiti) kültürü içinde gelişerek ortaya çıkmış ve bugün “post-graffiti” olarak da anılıyor. Temelinde sokağı sanatsal alan olarak kabul eden bir sanat akımı. Çıkış yıllarına bakınca yeni bir akım olarak görülse de, duvarlara çizme dürtüsü ilk insanların çizdiği mağara resimlerinden beri var bence. Şimdikindeki tek fark ise sadece mağara duvarlarını değil, yaşam alanlarının her noktasını bir tuvale dönüştürmesinde.
Birçok farklı sanat akımından etkilenen sokak sanatı şehrin tümünü bir platform olarak ele alıyor. Yerleştirme, geri dönüşüm, kalıp desenle baskı ve anlık eylem gibi değişik yöntemlerden faydalanılarak gerçekleştirilen bu akımda dev bina cephelerine uygulanan büyük işlere de “mural” adı veriliyor.
En çok duvarlarda görülse de kapı dışında yer alan her alanı ve zemini kullandığı için sokak sanatı kimileri tarafından vandalizm gibi algılanıyor. Bu yüzden de sokak sanatçıları çoğunlukla kimliklerini gizleyerek takma isim kullanıyorlar. Her sanatçının kullandığı materyaller ve tarzları gibi, bu sanatı icra etme nedenleri de farklı. Bir kısmı sadece şehri renklendirmek, kullanılmayan binalara hayat vermek için çalışırken bir kısmı da yaptığı çalışmalarla insanlara çeşitli konularda mesaj vermeyi hedefliyor. Her iki durumda da sokak sanatının aslında yoğun bir şekilde barış yanlısı bir tutum içinde olduğunu ve giderek daha çok kişi tarafından benimsendiğini ve kabul gördüğünü söyleyebiliriz.
Bu gelişimle birlikte bugün dünyanın ünlü şehirlerinin hemen hemen her birinde sokak sanatının izlerini görebiliyoruz. Yazıyla birlikte derlediğim görmek ve gözlükle ilgili görsel örnekler Londra, Paris, Berlin, Amsterdam, Madrid, Şikago, Melburn ve Atina gibi şehirlerin duvarlarından alınmış görüntüler. Son senelerde ülkemizde de kendini hissettirmeye başlayan bu sanat sayesinde asık suratlı, mutsuz sokaklarımız renkleniyor, şenleniyor ve muhteşem bir hayal sahnesine dönüşüyor.
Sokak sanatında çoğu takma da olsa çok ünlenmiş isimler var. En tanınmış sokak sanatçılarından biri de Bristol doğumlu İngiliz sanatçı Bansky. Kendisi çok ünlü ama  eserleri dışında gerçek kimliğiyle  onu ortalarda görmek pek mümkün değil. Bansky eserlerinde savaş karşıtı, çevreci bir duruş sergiliyor, hayvan haklarını savunuyor ve tüketim çılgınlığını eleştiren mesajlar veriyor. İlginç zamanlamalarla, ilginç noktalarda dikkat çekici eserler yaratıyor. Sadece doğduğu şehir Bristol’de değil, dünyanın birçok ünlü şehrinde iz bırakan gezgin bir sanatçı.  Kısa bir deyişle sokak sanatı alanında gerçek bir efsane.

Bansky’ye ait doğrudan gözlüğe ilişkin bir eser bulamadım, ünlü faresinin gözlüklü bir baskısının kopyasını paylaşabiliyorum sadece, ancak genel olarak sokak sanatında gözlüğü günlük hayatın bir parçası olarak bolca görmek mümkün. Bu yazıyla birlikte değişik şehirlerde yapılmış, olabildiğince çok sayıda örneği derleyerek sizlerle paylaşmayı istedim. Ama aslına bakarsanız, bu yazıyı yazmama neden olan örnek tekti. Hani bazen okuma gözlüğünüzü bir yerlerde bırakır, sonra fırıl fırıl dönerek ararsınız ya, işte öyle bir gözlük hayal edin. Bir yerlerde unutulmuş, bulunmayı bekliyor. Ama dev boyutlarda… Sokakta… Kapı dışında… Meydanın ortasında… Henüz yağmış taze karın üzerinde...

     

Bu eserin bir adı yok ve anlık eylem şeklinde vücuda getirilmiş bir yapıt.  Kendisine “Rusya’nın Bansky’si” de denilen Pasha P183 imzalı bir yapıt. Gerçek adı Pavel Pukhov olan Pasha P183, 2013 yılında 29 yaşındayken nedeni bilinmeyen bir şekilde ölü bulunmuş. Ölmeden hemen önce, 2012 yılının Ocak ayında yağan kardan faydalanarak basit bir sokak lambasını muhteşem bir yaratıcılıkla dev bir gözlük sapına dönüştürmüş. Sanatçı The Telegraph’a verdiği demeçte şöyle demiş: “Yağan kar bir anda meydanı dev bir beyaz sayfaya dönüştürdü. Üst kat penceresinden bakarken kendimi oradaki nesneleri fantaziden gerçeğe çevirme dürtüsünden alıkoyamadım. Tam orta yerde gözlük sapını andıran bir sokak lambası direği vardı. Anlık bir kararla hareket ettim.”
Sanatçının bu çalışmasını gösteren videoyu kendi sitesinden izleyebilirsiniz.
Aşağıda birçok farklı şehirde yer alan ve birçok değişik sanatçının yaptığı, sizler için derlediğim gözlükle ilgili sokak sanatı örneklerini keyifle inceleyeceğinize eminim. Ama siz bu geziye başlamadan önce bir tanesine daha dikkatinizi çekmek istiyorum.

Bu örnek sokak sanatı içinde “lenticular art” olarak bilinen dalda yaratılmış. Bu dalda sanatçı optik bir yanılsama yaratarak, bir dizi görüntünün farklı açılardan farklı görüntülerle algılanmasını sağlıyor. Mentalgassi’nin parmaklıklar üzerine yeşil tonlarla yaptığı bu eserde karşıdan baktığınızda siyah demir parmaklıklar dışında bir şey göremiyorsunuz, oysa yanından geçip arkanızı dönüp doğru noktadan baktığınızda Troy Davis’in gözlüklü görüntüsüyle karşılaşıyorsunuz. Suçluluğu ispat edilmediği ve birçok karşı delil bulunduğu halde cinayet suçuyla ölüme mahkum edilmiş olan Troy Davis’in varlığından haberdar etmek üzere yapılan bu çalışma çok çarpıcı. İsmi “Görünmeyeni Görünür Yapmak”. Ama ne yazık ki tüm bu çalışmalara karşın 2011 ayında hüküm yerine getirilmiş.



Şimdi sizi farklı ülkelerin, farklı şehirlerindeki sokaklarda bir geziye davet ediyorum. Göze ve gözlüğe, bir de sokak sanatçılarının gözünden bakın bakalım; görünmeyen daha neleri göreceksiniz.
Keyifli geziler diliyorum.

Fatma Küçüktaş
Opak Lens
İş Geliştirme Müdürü
 


İlgili Galeriler
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.