Gözde Hatıralar "Emrah Kalender"

"Gözde Hatıralar" yarışmamızda "Emrah Kalender" hatıra metni

Gözde Hatıralar "Emrah Kalender"
06 Ocak 2017 Cuma 13:47

Optik Gazete olarak düzenlediğimiz "Gözde Hatıralar"  metin yarışmamız yayınlanmaya ve oy almaya başladı.

Gözlükçülük ve optisyenlik mesleğine ilişkin hatıralarımızı kişisel belleğimizin derinlerinden çıkararak, ortak belleğimize aktarmak ve paylaşmak amacıyla düzenlediğimiz yarışmamıza katılan hatıra metinlerini her gün buradan yayınlayarak, siz değerli okuyucularımızdan yarışmacılarımıza desteklerinizi bekliyoruz.

Facebook’ta beğeni sayısı ile en yüksek oyu alan katılımcılar halkın beğeni oyu ile seçilerek ödüllerine hak kazanacaklardır. Siz de Optik Gazete facebook sayfasında https://www.facebook.com/OptikGazete  yayınladığımız hatıra metnini beğenerek, yarışmacıya destek olabilirsiniz.

Katılmak isteyen sektör mensupları ve optisyenlik bölümü öğrencilerimiz yazdıkları hatıra metinlerini gönderebilir ve büyük ödülleri kazanma şansına sahip olabilirler. Hatıranızı göndermek için tıklayınız: http://yarisma.optikgazete.com/hatirani-gonder/

Gözde Hatıralar yarışmasına katılan "Emrah Kalender"  isimli yarışmacımızın hatıra metnini aşağıda siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz.
  
İKİSİ DE BENİM HAYATIM
            Günlerden, bir optisyenin görevini layıkıyla yapmak için işine başladığı alelade bir gün. On yılı aşkın meslek hayatımda başıma gelebilecek tüm olumlu olumsuz olaylarla karşılaştığım ve hiç unutmayacağım bir gün. İşte o gün bugün. Hayat beni adeta bir sınava sokuyordu ve sonucunda meslekte ne kadar ilerlediğimin raporunu sunacaktı sanki. Ülkemizde optisyenin ne anlama geldiği ve kim olduğu bilinmese de, bir eczacı ve doktor kadar emeğimiz vardır halk sağlığı alanında. İşte o günlerden biri sadece...

            Sabahın ilk ışıkları ile gelen hasta;

- İyi günler, ben karşı hastanede muayene olacağım, daha 2 saatim var, bu süre içinde gözlük bakmak istiyorum.

- Tabi efendim, buyurun birlikte göz atalım.            
Ardından tam 2 saatlik gözlük deneme maratonu, muayene saati gelir ve hastaneye gider. Muayeneden sonra gelip sanki daha önce hiç bakmamış gibi tekrardan tüm gözlükler elden geçirilir ve bir adet gözlük beğenilir;

- Buyurun efendim şöyle geçelim, cam ve fiyat bilgilerini vereyim,
- Fiyat mı? Bunları kurumdan istiyorum,
- Efendim kurum size 37tl ödeme yapıyor, ancak bu çerçeve fiyatı farklı, aradaki farkı sizin ödemeniz gerekiyor,
- İstemiyorum, sen bana kurumun verdiğini ver,
- Efendim 37tl ye alabileceğiniz bir çerçeve yok, ama biraz fark vererek alabileceğiniz daha uygun çerçeve bakabiliriz. Takdir edersiniz ki, lokantada bir öğün yediğiniz yemek ücreti ile iki hatta daha uzun yıllar kullanacağınız bir gözlüğün, aynı fiyatta olmasını bekleyemeyiz değil mi?

            Ve beklenen cümle hastamızın ağzından çıkar;

-Benim kayınım 5 kuruş vermeden almış ve üç yıldır kullanıyor en iyisi ben ona sorayım.   
       
Der ve gider. Gün yarı olmuştur ve enerjimizin bir çok kısmı bu olayla tükenmiştir. Tam bu sırada bir beyefendi gelir ve elindeki paramparça gözlüğü elime tutuşturur;

-Ben bu gözlüğü sizden aldım durup dururken bu hale geldi.                   Der, der ama kontrol ettiğimizde gözlük 3 sene önce alınmıştır;
-Efendim bunun garanti süresi dolmuş, ama uygun bir fiyatla camınızı başka çerçeveye aktarabiliriz.
-Ya zaten aldığımda sıkıntı vardı, benim zamanım olmuyor getirmeye. Sen onu yaptır, ben gelir alırım.      
      
Der, çıkar gider! Tam üç yıldır zaman bulamamıştır gözlüğü getirmeye. Tabi bunun gibi bir kaç olay daha yaşanır o gün. Bunları kısa kısa anlattım çünkü asıl anlatmak istediğim hikaye farklıdır. Yoksa biz severiz mesleğimizi ve insanlarımızı. Şikayet değildir bu anlattıklarım, o günün yaşanmış sadece bir kaç olayıdır.

            Akşam saatlerinde bir amca gelir. Ben diyeyim 75 siz deyin 80 yaşlarında, biraz beli bükük ama dinç. Bir elinde lens reçetesi, bir elinde baston, reçeteyi uzatır bana;
-Var mı evladım bu lens sende?
-Var amcacım, var elbette, var ama solüsyona ihtiyaç var mıdır, bu arada bunu kullanan daha önce lens kullanmış mıdır, takıp çıkarmış mıdır, yaşı kaçtır, nerededir, kimdir?
-O dediğin zımbırtıdan da alayım evladım. Bunu kullanan 15 senedir lens takar çıkarır merak etme, yaşı da 80dir, tam karşında durur. (Amca gülücükler saçar)             Günün yorgunluğu mudur yoksa amcanın yaşından mıdır nedir? Hiç düşünmedim lens kullanacağını. Bir taraftan lens ve solüsyonu hazırlıyor diğer taraftan da kendi içimde analiz yapıyorum, acaba lens önerirken kişinin yaşı bizi etkiliyor muydu? Biraz durumu toparlamak için;

-Kusura bakma amca ben gözünde gözlük olunca başkasına alıyorsun zannettim,             Dedim demesine ama amca öyle bir cevap verdi ki, günün tüm olumsuzluklarını, bu meslek nereye gidiyor sorularının hepsini kafamdan sildi.
-Ne gözlüğümden nede lensimden vaz geçerim evladım, ikisi de benim hayatım...
 
  
GÖZLERİMİZİN YEDEĞİ  YOK
                                              
            Bir akşam saatlerinde kapıdan içeri bir anne ve kızı girdi. Kızının gözleri kıpkırmızı ve anne çaresiz, ağlamaklı bir şekilde elindeki lens kutusunu uzattı.Telaşlı bir ses tonu ile, bu lens benim kızımın gözlerini mahvetti acaba ne yapabiliriz, diye sordu. Ben sakin olmalarını ve oturup konuyu daha da açmalarını istedim.
            Bayanın elindeki lens numarasız aylık kullanılan renkli lenslerden. Öncelikle nasıl bir sorun yaşadıklarını sordum. Lens ilk taktığımız günlerde sorunsuzdu ama sonradan yanma, batma ve kuruma yapmaya başladı. Son günlerde daha da kötü oldu, lensi gözlerinden zor çıkardık, diye devam ederken ben araya girdim ve bu lensi nasıl kullandığını günlük çıkarıp çıkarmadığını, akşamları solüsyonda bekletip bekletmediğini ve kaç gün kullandığını sordum. Aldığım cevap şaşırtıcı değildi. Tam 2 aydır bu lensi takıyordu, ve gözünden sadece 4 kez çıkarıp takmıştı. Peki aldığınız yer size bu lensi nasıl kullanacağınızı ve kaç aylık lens olduğu hakkında bilgi vermedi mi diye sordum?  Aldığım cevap bu sefer şaşırtıcı oldu. Lensleri internetten almışlardı. Bunun üzerine ben anne ve kızı en yakın göz doktoruna gitmelerini ve bir daha internetten lens almamalarını önerdim. Tabi her zamanki öğütlerimizden vermeyide ihmal etmedim.
            Eğer lensinizi bir optisyenlik mağazasından almış olsaydınız, daha bilinçli kullanır ve gözlerinizi tahrip etmezdiniz, ucuza ürün almak isterken daha büyük masraflara yol açar, daha önemlisi sağlığınızdan olursunuz. Unutmayın, gözlerimizin yedeği yoktur.”

                                           
Not : Gönderilen hatıra metinleri katılımcının gönderdiği şekilde yayımlanmış, hiçbir şekilde cümle yapılarına müdahele edilmemiş, noktalama ve imla kurallarında düzeltme yapılmamıştır.




 
 

İlgili Galeriler
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Samet-kzltprk - 7 yıl önce
Sonu çok güzel olmuş...
Avatar
büşra seda - 7 yıl önce
Çok güzel hepimizin böyle anıları vardır mutlaka ama sonu çok güzel.
Avatar
Gül MUŞDAL put - 7 yıl önce
Her şeye rağmen işinizi severek yaptığınızı derinden hissettim metninizde kesinlikle çok güzel bir anlatım olmuş ..
Avatar
Cinar eymen - 7 yıl önce
Begendim
Avatar
Kadir - 7 yıl önce
Her musteri ayrı bir tecrübe
Avatar
gonul - 7 yıl önce
Mukeme olmus arkadasim kalemine yuregine saglik :)
Avatar
Can ekrem - 7 yıl önce
Kardeşim güzel olmuş
Avatar
Harun - 7 yıl önce
ELİNE SAGLIK ÇOK GUZEL OLMUŞ