Bir rüyanın başlangıcına yolculuk: Montenegro

Dalmaçya Sahilleri, Dalmaçya, Hırvatistan,Karadağ, Adriyatik Denizi,Kotor Fiyordu,Slovenska Plajı,Budva Kalesi

Bir rüyanın başlangıcına yolculuk: Montenegro
24 Temmuz 2014 Perşembe 15:14

 Yeryüzünün bir dantel gibi işlendiği dünyanın en güzel coğrafyalarından birisi de Dalmaçya Sahilleridir. Dalmaçya, Hırvatistan ve Karadağ'ın Adriyatik Denizi kıyısında yer alan güney bölgesine verilen isimdir.


İşte bu bölgede yer alan, hem kültür, hem doğasıyla, yeşiliyle, hareketliliği ve tarihi güzellikleri ile en çok etkilendiğim ülkelerden biri olan Karadağ'ın Budva ve Kotor şehirleri bir rüyanın başlangıcına yolculuktur. Hayal tadında yapılacak gezilerin olmazsa olmaz destinasyonlarından biridir Karadağ.

 


Karadağ, adını uzun kumsallarının ve güzel koylarının arka kısmında yükselen dik dağlardan alıyor. Yugoslavya'nın bölünmesi ile Sırbistan ile birlikte anılan Karadağ, 2006 yılında Sırbistan'dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etmiş ve dünyanın 193. bağımsız ülkesi olmuştur. Slav dilinde Montenegro olarak bilinen ülkenin adı da birebir çeviri ile Karadağ'a tekabül etmektedir. Balkan Coğrafyasında yer alan Karadağ, Türk Vatandaşlarına vize uygulamayan nadir Avrupa ülkelerinden biridir. Her gün İstanbul'dan başkent Podgorica'ya Türk Hava Yolları'nın düzenli seferleri ile 1 saat 45 dakikada ulaşabilirsiniz.

 
Fatih Sultan Mehmet zamanında Osmanlı İmparatorluğunun da egemenliğinde yer alan ülke, bağımlı olduğu sürede devamlı isyanlara sahne olmuş ve 1878 yılına kadar Osmanlı hâkimiyetinde kalmış. Osmanlı öncesinde ise Venediklilerin bu bölgeye uzun yıllar egemenlikleri söz konusudur. 


Özellikle Dalmaçya sahillerindeki Kotor Fiyordu ile gözleri kamaştıran muhteşem bir coğrafyaya ev sahipliği yapar Karadağ. Bir manada bu mucizevi güzellikleri olan ülkenin sahibi sanki Ruslar imiş havasına ilk bakışta kapılabilirsiniz. Çünkü yaz sezonunda Karadağ sahillerini ziyaret edenler, özellikle büyük bir çoğunluktaki Rus vatandaşının burada kendi evlerinde yaşadıklarını göreceklerdir. 


Dörtte birinin plajlardan oluştuğu ve dünyaca ünlü yıldızların mülk almak için kıyasıya yarıştığı Kotor ve Budva sahilleri Avrupa'nın da bu manada en ilgi çekici noktalarından biridir. Dalmaçya sahillerinde yer alan Karadağ'ın Budva ve Kotor şehirleri ile Hırvatistan'ın Dubrovnik şehri kalelerden oluşan şehirlerdir.


Hollywood ünlülerinin yatlarının ve Adriyatik turu yapan "Cruise"ların eksik olmadığı Kotor Körfezi tek kelime ile bir coğrafi dünya harikasıdır.
Dubrovnik istikametinden Karadağ yönüne seyahat edenler önce sınıra yakın Kotor Fiyordunu ve Körfezini görürler ve akabinde sırtını yalçın kayalara yaslamış bu ortaçağ kentine varırlar.


Kotor, koyların boğazlarla birbirine bağlandığı bir liman kenti. Tahminen 12 ila 14.Yüzyıllar arasında inşa edildiği düşünülen Kotor, 1979 yılında yaşanan büyük bir depreme tanık olmuş ve depremden sonra büyük hasar gören şehre UNESCO ciddi yardımlarda bulunarak şehrin baştan sona restore edilmesini sağlamıştır.

 


Kotor Eski Şehrinin giriş kapısının önüne geldiğinizde, kapının hemen üzerinde Yugoslavya Eski Lideri Mareşal Tito'nun bir vecizesi vardır. : "Tude necemo svoje nedamo" "Bizim olanı vermeyiz, başkasının olanı istemeyiz." Asker kökenli Tito'nun esas düşüncesinin barışçıl bir yönetim sergilemek ama kendilerine yönelik bir tehlike olduğunda ise sonuna kadar direnmek olduğu anlaşılıyor.


Kotor'da tarihi ve kültürel bir geziyi tamamlayıp biraz da deniz, kum, güneş ve gece hayatı diyorsanız o zaman doğru adres Budva'dır. Kotor - Budva yolu üzerinde yer alan sayısız plajlarda Adriyatik Denizi ve Dalmaçya sahillerinin tadını çıkarabilirsiniz. Ancak su sıcaklığının biraz düşük olduğunu belirtmek isterim.


Budva; ara sokaklarında yüzlerce gece kulübünün bulunduğu, her tür müziğin dinlenebildiği sabaha kadar eğlencenin durmadan yaşandığı bir şehir. Popüler gece hayatı, tertemiz plajları, lüks restoranları ve limanında duran yüzlerce lüks yatları ile Avrupa'nın jet sosyetesinin turistlik mekanlarından biri olup çıkmış.


Bu bölgedeki en ünlü plajlar, Becici ve Yas plajlarıdır. Bir de Slovenska Plajı vardır ki; Budva'yı Akdeniz'in yeni incisi yapmaya yeter de artar bile.
Slovak Plajı denilen Budva ve çevresinin genelde en kalabalık plajlarından birisi olan bu bölgenin ara sokaklarında pek çok restoran mevcut. Ayrıca küçük büfe tarzı yerlerde yiyecek bir şeyler alabilirsiniz. Pljeskavica denilen dana etli yiyecekleri, Niksic isimli biraları, midye ve Rakia (Sırp viskisi) kesinlikle tadılmadan dönülmemeli.


Budva Kalesine yakın konumda yer alan Jadran Restaurant ise bir rehber olarak benim favori restoranlarımdan birisidir. Karadağ'a özel bir içecek sunumu ile başladığınız yemeğiniz, lokanta sahibinin de sizlerle birebir ilgilenip, dostane tavsiyelerini vererek muhteşem bir lezzet sofrasına dönüşüveriyor.


Avrupa'nın yeni İbiza'sı olmaya aday Budva'yı sabaha kadar yaşamak istiyorsanız özellikle kale ve çevresindeki barlarda ve gece kulüplerinde vakit geçirmek iyi bir seçenek. Gece 01:00'de otobüs ve diğer toplu taşıma araçları çalışmadığından tek seçenek taksi.


Şehrin içindeki üç ana kiliseden biri Strkva Sv. Ivana kilisesidir. Bu kilise bir Katolik kilisesi olup 19. yüzyıl ortalarına kadar Piskoposluk merkezi olarak kullanılmıştır. Çan kulesi 1867 yılında bitmiş, güney tarafında neo-gotik tarzda piskopos sarayı olarak hizmet veren ayrı bir bina daha yapılmıştır.


Her bütçeye uygun konaklama seçeneği mevcut olsa da Budva'da konaklamak için en uygun seçeneklerden birisi de stüdyo daireleri kiralamaktır. Hem çok geniş hem de manzaralı kiralık daireleri çok uygun fiyatlara kiralayabilirsiniz. SOBA yazısına hemen her yerde rastlarsınız. Bu yazının anlamı kiralık anlamına geliyor. Burada yaşayan halk evlerini de pansiyon gibi kiraya vererek işletiyor.

Temmuz-Ağustos aylarındaki yüksek sezon fiyatlarından bir nebze de olsun kurtulmak isteyen gezginlerin bu tür evleri kiralamasında hiçbir tehlike yoktur.

Budva yakınlarında yer alan ve Kotor yolu üzerindeki Sveti Stefan adasını görmeden dönmeyin. Sveti Stefan adası, otelinde kalan çok ünlü konuklarıyla meşhur olmuştur. Dünyaca ünlü Hollywood starları, Sophia Loren, Marilyn Monroe, Liz Taylor ve Prenses Margaret burada kalmış ünlülerden. Budva'nın beş kilometre kadar dışında yer alan adanın kara ile bağlantısı doldurulmuş bir yoldan sağlanabilmekte ve yürüyerek adayı ziyaret etmek imkânı vardır.

Kültürel anlamda doluluk, ekonomik anlamda ucuzluk, deniz, kum güneş konusunda da bolluk istiyorsanız buyrun o zaman Montenegro'ya!

Suat ŞİMŞEK
Temmuz 2014

 


Etiketler; #montengro

İlgili Galeriler
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.